Özbek’in İsfahan’daki Mirza’ya yazdığı “XI. Mektup”un girişinin ikinci paragrafındaki cümlelerdir bunlar. Ancak küçük bir hikâyenin anlatılması “mahir bir felsefeden” daha çok etkileyeceğini de belirtir.
Temsili hikâyenin geçtiği yer Arabistan ve burada Trogloditler adındaki soydan gelen küçük bir halk yaşarmış. Bunlar o kadar kötü, o kadar vahşilermiş ki, aralarında hakkaniyet ilkesi olmadığı için adalet de yokmuş. Doğalarından kaynaklanan kötülüklerini düzeltmek isteyen yabancı menşeli bir hükümdar onlara çok sert davrandığı için ona tuzak kurup öldürmüşler, bütün ailesini de yok etmişler. Sonra kendi aralarında, tartışarak bir yönetim belirleyip yüksek görevliler seçmişler, ama dayanamayıp onları da katletmişler. Bu yönetim boyunduruğundan kurtulunca, artık doğal vahşiliklerinden başka bir şeye bağlanmamaya, hiç kimseye itaat etmemeye, herkesin başkalarının menfaatlerini gözetmeden sadece kendi menfaatlerini kollama konusunda anlaşmaya varmışlar. Hayatlarının bütün alanlarında vardıkları anlaşmanın gereğine göre yaşamaya başlamışlar. Ne var ki, bu kötülüklerinin, bu adaletsizliklerinin sonucunda yok olurlar.
Devamı: https://www.milligazete.com.tr/makale/3040493/ismail-killioglu/erdem-ve-yonetim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.