Karşıtlıkların sultanıdır 2. Abdülhamid Han. Tarihimizin en çok tartışılan, en uçlardan yaklaşılan, ya çok sevilen ya da nefret edilen figürlerinden biridir. Aslında tüm bu karşıtlıklar, yaşadığı, hüküm sürdüğü dönemin de özellikleridir. İlber Ortaylı’nın belirttiği gibi “imparatorluğun en uzun yüzyılın”ın baş aktörüdür Abdülhamid, döneminin tüm karmaşasını şahsında toplamıştır.
Şüphesiz onun hakkında yazılan her şey çok değerli tarihimizi anlamak için. Çünkü Abdülhamid’i anlamak Türkiye’nin tarihini anlamaktır bir bakıma. Büyük bir kudretin ve mağlubiyetin buluşmasıdır Abdülhamid. Hem “Ulu Hakan”, hem “Kızıl Sultan”dır. Hem zengindir, hem garip. Hırslı ve baskıcı olduğu kadar nazik ve naiftir. Muhafazakarların göz ardı ettiği kadar “modern”, görmek istediği kadar “irticacı”dır. 19. yüzyılın, en uzun yüzyılımızın kusursuz bir yansımasıdır Abdülhamid.
Kendisini okumanın bu denli mühim olduğu 2. Abdülhamid’e dair en güzel kitaplardan biriAydın Çakmak’ın Ötüken Neşriyat'tan çıkan “Sürgünde Bir Hakan” kitabı. Hem çok zengin bir bibliyografya ve kaynakçaya sahip, hem de genelde duygusal yaklaşılan bu konuyu son derece objektif bir tarih anlatımıyla aktarıyor. “II. Abdülhamid'in Selanik ve Beylerbeyi Günleri” alt başlıklı bu kitabın en güçlü yanı da aslında bu objektif yaklaşımından ileri geliyor. Hemen her olgu ve olay temellendirilerek anlatılıyor ve böylece okurlar Abdülhamid’in yaşadıklarını derinlemesine idrak edebiliyor; yeri geliyor tasavvurlarımızı aşan çok farklı bir Abdülhamid ile karşılaşıyor. Aslında iyi bir tarih anlatımının tarihi ne kadar canlı kanlı önümüze sunup bizlerin ilgisini cezbedebileceğinin bir kanıtı oluyor “Sürgünde Bir Hakan”.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/17796/istanbul-disina-surgun-edilen-ilk-padisah-idi.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.