"Ümmet sözcüğü, kur'ani bir kavram olarak müslümanlar tarafından en fazla kullanılan, ancak aynı oranda da üzerinde en az çalışma yapılmış ve sığ bir kavram olarak kalmıştır. Tarihsel seyir içerisinde kavramsal derinliği ve boyutları tam olarak anlaşılamamış, kullanım oranıyla ters orantılı olarak içi adeta boş bırakılmıştır. Daha çok arkaik ve anakronik bir tarzda romantik idealizmle adeta kutsanmış ancak pratikte yarar üreten verimli ve hayata yansıyan karşılığı hep cılız, hep çorak kalmıştır. Kur'an'daki şümullü ve evrensel bağlamından zamanla koparılmış, gerek klasik islam devirlerinde, gerekse modern zamanlarda gittikçe zayıflamıştır. Hz. Peygamber'in gerek Medine Sözleşmesi gerekse birçok topluluklarla yaptığı anlaşmalarda savaşmamak, düşmanlık etmemek, serbest dolaşım, serbest ticarete engel olmamak gibi sabit ilkeler üzerinden sözleşmeler yoluyla toplumsal düzeni inşa ettiğini görürüz. Hz. Peygamberin uygulamalarına günümüzde tekabül eden pratikler abd ve avrupa birliği modelleridir. Bu gerçekliği göz ardı etmek, kendi tembelliğimizi ve üretimsizliğimizi perdelemek demektir. Abd ve ab modelleri kur'an ve Hz. Peygamberin sünnetindeki ümmet kavramının günümüzdeki pratik karşılığına biçimsel olarak muvafık gelmektedir. İslam dünyası ise an itibariyle kur'an ve sünnetteki ümmet kavramından hem zihinsel hem de siyasi-idari açıdan biçimsel olarak çok uzak gözükmektedir..."
Saat:16.00'da kapanan oturum geniş bir dinleyici gurubu tarafından ilgiyle izlendi. Katkı sağlayan, soru soranların yanı sıra yazarlarımızdan Harun Özdemir tarafından yeni katılımcılara hediye kitap imzalandı.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.