Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Erkek Lisesi işbirliğiyle düzenlenen “Nurettin Topçu Günleri”nde, TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı moderatörlüğünde başlayan “Eğitim ve Kültüre Adanmış Bir Hayat Hikayesi” panelinde, İsmail Kara ve Mustafa Kara kardeşler, Topçu’yu anlattılar.
1 Nisan Cuma günü lisenin konferans salonunda gerçekleşen panelde konuşan Prof. Dr. İsmail Kara, Nurettin Topçu’nun hem talebelik hem hocalık yaptığı bir müessesede onun hayatından bahsetmenin kendisi için bir şeref olduğunu belirterek, “Kaderin hoş bir cilvesi olarak Nurettin Topçu hocayı ahir ömründe tanıma şerefine layık olduk. Kendisi, kendisinden bahsedilmesini sevmezdi fakat biz ondan bahsetmek mecburiyetindeyiz, bu bizim vazifemiz.” dedi.
Kara, “Onu benden daha yakın tanıyanlar bana katılır mı bilmiyorum, hocamın da çok ilkeli, sınırları çok iyi çizilmiş bir tarafı vardı. Hayatı boyunca hiç taviz vermediği yönleri vardı. Bunları ben biraz Erzurumlu tarafına nispet ediyorum. Fakat bunun yanında torunu yaşında talebelerine terlik tutacak, şeker, lokum ikram edecek kadar mütevazi, mübarek, sessiz, içine dönük tarafları vardı. Bunları da anne tarafına hamdediyorum” diye konuştu.
Kara, Topçu’nun 1969 yılında cereyan eden “Kanlı Pazar” hadisesi üzerine bütün milliyetçi, mukaddesatçı sağ cenahı karşısına alarak çok sert bir yazı kaleme aldığı bilgisini vererek, şunları kaydetti:
“Bu yazı, çocukluk yıllarında İngilizlerin İstanbul’u işgal etmesine atıf yaparak başlar. Kanlı Pazar’ın ilk paragrafında bu yapılan işin, İstanbul’un işgalini hatırlattığını söyler. Bu o yıllarda çok ağır bir tenkittir hiç şüphesiz. Bu metin çok önemli bir metindir ve Müslüman, mütedeyyin, sağ muhafazakar cenahtan da hemen herkesin alkış tuttuğu bir durumda tek başına çok ağır bir ifadeyle İstanbul’un işgalini de hatırlatarak tarihe geçirmiş tek kişidir.”
Prof. Dr. Mustafa Kara da Topçu’yu 1966 yılında İstanbul İmam Hatip Okulu’ndayken öğretmeni olan Prof. Dr. Emin Işık’ın vesilesiyle tanıdığını anlattı.
Mustafa Kara, şöyle konuştu:
“1966 çok önemli bir yıldır çünkü Topçu’nun Hareket dergisinin son devresinin yayına başladığı yıldır Ocak 1966. O vesile ile Hareket dergisi ve dergiyi çıkaran Ezel Elverdi ve gençlerle tanıştım. Ben de ortaokul talebesiyim. Dergiye gidip geliyor, takip ediyordum. Topçu’yu da o çocukluk gözüyle gördüm. Derginin benim hatırladığım ilk şekli Sultanahmet Camisi’nin yanındaki ahşap binaydı, sonra Ersoy Han’a taşındı ve orada çok mütevazi seminerler oluyordu. Masa büyüklüğünde bir odada beş, on kişi geliyor, kimisi ayakta olurdu. Orada Topçu’nun elinde Osmanlıca Safahat kitaplarıyla bir Mehmet Akif Ersoy semineri yaptığını hatırlıyorum.”
“Nurettin Topçu Günleri” daha başka seminer ve konuşmalarla devam ediyor.
Vahdet, 04.04.2016































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.