• İstanbul 16 °C
  • Ankara 11 °C
  • İzmir 18 °C
  • Konya 14 °C
  • Sakarya 15 °C
  • Şanlıurfa 23 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 20 °C
  • Bolu 10 °C
  • Bursa 13 °C

Kitaplar konuşmuyor anne!

Kitaplar konuşmuyor anne!

Kitap kütüphane raflarındaki yerini almış, lakin fikir ve düşünce odanın içerisinden kapı dışarı edilmiştir. İki kapak arasında toplanabilecek bir fikre sahip olmayan kimsenin kitapla ilişkisi ara sokaklarda geceleyin evini kaybetmiş birinin her eve kendi evi zannederek girmesi gibidir. Hüseyin Akın Dünyabizim için yazdı.

Önce kitaplarını sonra fikirlerini üç beş kuruşa satan sözüm ona İslamcılar gördüm. Laftan öteye geçememişlerdi. Lafın öte yakası azgın bir ırmaktı sanki. Hep aynı cümlenin etrafında dönüp duruyorlardı. Lafın öte yakasına geçmeyi deneyen birkaç kişi nehrin bendini yıkan sularına kapılıp yok olmuştu. Öte yakaya güç bela geçebilenleri ise bambaşka bir hayat bekliyordu. Ne ilkelere ne ideallere ne de hayallere sığabilen bir hayattı bu. Hayatlarını ilkelerle bağdaştıramayınca ilkeleri hayatlarına uydurmaya kalktılar. Nasıl olsa ölüm ani ve dünya faniydi. Dünyada nasibi unutmamak lazımdı. Kitaplar bir an evvel hayatla aramızdan çekilmeliydi. Pakistan, İran, Cezayir, Fas, Tunus, Mısır ve Suriyeli yazarların Türkçe ’ye yapılan çevirileri kitapta durduğu gibi durmuyordu. Bu toplumları da birbirine çevirmek lazımdı. Araplaşmayı ya da Acemleşmeyi sahici İslamlaşma zanneden o kadar çok kimse vardı ki. Önce bu tercüme kitaplar elden çıkarılmaya çalışıldı Sahaf çarşılarında. Maksat duru bir zihne ulaşabilmekti.

Fikirde ümmet fiilde millet olabilmeyi başarmış bir topluluktan bahsediyorum. Özel hayat alanları o kadar genişti ki neredeyse bir iki nokta dışında her şey bu hayata dahildi. Ekonomik durumları, sevinçleri, acıları, endişeleri, cepleri, cepkenleri, israfları, insafları ve vicdanları bu özel ve şahsi hayat kapsamına dahildi. Sadece okudukları kitaplarda, altını çizdikleri satırlarda kardeş olmayı başarabilmişlerdi. Bu kitapların altını çizme alışkanlığı seksenli yılların sonlarına doğru yaygınlaşan bir şeydi. Sonradan altı oyulacak cümlenin şimdiden altını çizmek gibi bir durumdu bu. Pratiksizliğin getirdiği bir geçici çözüm yolu da sayılabilir. Normalde kitabın sayfasında bir cümlenin okunması bu okumadan hasıl olan anlamı dünyaya katmayı gerektirir. Oysa böyle bir dünya sadece teoride vardır. Doksanlı yıllar okuyucusu hayata geçirmeye muktedir olamadığı cümlenin altını sanki sırtını sıvazlar gibi kalınca renkli bir kalemle çizerdi. Sahaflardan aldığım eski kitaplar içerisinde bu macerayı yaşamış çok kitabım olduğunu söyleyebilirim. Üstelik bu kitapların içinde kitabın yazarı tarafından çok iddialı cümlelerle okuyucusuna imzalanmış olanlar da var.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/polemik/kitaplar-konusmuyor-anne-h31820.html

Bu haber toplam 607 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim