IŞİD'in Mahmur'u hedef alan saldırıları ve ardından istikameti Kuzey Irak Kürt Bölgesel yönetiminin başkenti olan Erbil'e çevirmeye başlamasıyla birlikte Peşmerge'nin yaşadığı bozgun, bir anda gündemi alt üst etti. Bölgedeki Yezidilerin katledilmeye ve Hıristiyan unsurların tehdit altına alınmaya başlamasıyla da, o zamana kadar kış uykusunda olan ABD ve BM, o meşhur "çakal uykularından" uyandı, halay çektiren "vuruşlarına" ve "açıklamalarına" başladı.
Açıkçası, "oyun" ve "oyuncu" diye ben buna derim! Nasıl demeyelim ki? Adam bir yandan "vurduruyor"; diğer taraftan da, "vurmuş gibi yaparak" bir kez daha "kurtarıcı" rollerine soyunuyor. "Millet" de bunun için sevinç çığlıkları atıyor.
Emperyalizm işte böyle bir şey; adama önce ölümü gösterir sonra sıtmaya razı eder ve ardından bir de alkış ister!
***
Daha önceki yazılarımızda IŞİD'in Büyük Ortadoğu Projesi'ndeki araçlardan biri olduğunu ve Mısır'daki darbe sonrası ABD'nin bölge politikasında strateji değişikliğine girmesiyle birlikte bu örgütün önünün açıldığını yazmıştık.
O zaman şimdi sorabilirsiniz; Amerikan jetleri IŞİD'e karşı niçin 4 kez hava saldırısı düzenledi ve Başkan Obama bir takım açıklamalarda bulundu diye...
Aslında bu sorunun cevabı büyük ölçüde Başkan Obama'nın yaptığı son IŞİD açıklamasında yer alıyor.
***
Obama, IŞİD üzerinden öncelikle Maliki'ye; "Irak'ta bir an önce tüm halkları kapsayıcı bir hükümet kurulmalıdır" ifadesiyle ihtar çekiyor ve direttiği takdirde Bağdat'ı bile kaybedeceği mesajını veriyor. Düne kadar "Dicle Ordusu" ile Barzani'ye tehdit oluşturan Maliki'nin bugün Erbil'in güvenliği noktasında attığı adımların arkasında da bu yatıyor!
Bu husus, önümüzdeki süreçte büyük olasılıkla hayat bulması beklenilen "Kürdistan Devleti"ne karşı Irak'taki merkezi yönetimin direncinin kırılması ile eşdeğer. "Kürt bölgesiyle Bağdat arasında daha etkili bir iletişim kurulması gerekiyor" ifadesi de, aslında bu kapıya çıkıyor.
Bu direnç kırıldığında, aynı zamanda İran'ın bölgedeki "Direnç Cephesi" de büyük ölçüde darbe alacaktır. Bu da ABD'nin bir diğer örtülü hesabını oluşturuyor.
Şu ana kadarki IŞİD'in istikameti ve IŞİD üzerinden hayata geçirilmeye çalışılan "Sünni Devlet"in İran ile Şii jeopolitiği arasındaki konuşlanması bunun en somut göstergesi. Nitekim bu husus son Gazze Savaşı'nda test edildi. İran'ın bu anlamda çizdiği kırmızı çizgiye bir meydan okuma söz konusu!
***
Burada, IŞİD üzerinden başta Barzani ve Kuzey Irak olmak üzere bölge Kürtlüğüne verilen bir mesaj da var.
İlk ve en somut mesaj; "Benim sözümden çıkarsanız, işte sizi böyle cezalandırırım. Bensiz, siz bir hiçsiniz ve başka 'dağlara' da sakın ola güvenmeyin!" Bunun anlamı ve adresi fazlasıyla açık.
Bir diğer husus ise; "Belirlediğim şekilde çok hızlı bir şekilde bir araya gelin ve şu 'Büyük Kürdistan'ı kurun."
***
Kuşkusuz burada IŞİD'e de bir mesaj var.
ABD IŞİD'i bombalayarak: 1. "Sadece Müslümanları kes, Yezidilere ve Hıristiyanlara karışma"; 2. "Erbil şu an için sana verilen istikamet değil, hızını kes"; 3. "Beni daha fazla sıkıntıya sokma, işini yapacaksan yap, yoksa yerine başka bir halife bulurum" diyor.
"IŞİD'in Suriye ve Irak'ı kapsayan bir 'Halifelik' kurmasına izin vermeyeceğiz. Biz ancak bölgede partnerlerimiz bizimle birlikte hareket ederse mücadeleye devam edebiliriz." açıklamasının anlamı ise: "Ya kuzu kuzu benimle hareket edersiniz ya da başınıza IŞİD'i halife yaparım." ile eşdeğer!
***
Ve meselenin bam telinin oluşturan sözler yine Obama'dan: "Irak'taki operasyonlarımızın ne kadar süreceğine dair elimizde bir zaman çizelgesi yok. IŞİD'in daha hızlı ilerlemesinden Irak ordusu sorumlu. IŞİD tehlikesi haftalar içinde çözülmeyecek."
Bunun öz Türkçesi ise şu: "Ey Müslümanlar, bizler açısından şartlar olgunlaşıncaya kadar birbirinizi yemeye devam edin!"
Tabi ki, anlayana!
11.08.2014 Milli Gazete































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.