Onuncu başarısız “geçici ateşkes” girişimi, 578’inin çocuk, 261’inin kadın, 102’sinin ise yaşlıların oluşturduğu toplamda 2 bin 143 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 10 binin üzerinde de yaralının olduğu Gazze Savaşı’nda “ateşkes” için taraflar Mısır’da “evet” dedi.
Yeni ateşkes için “kalıcı” diyenler de var, “uzun süreli” diyenler de. Aslına bakarsanız bunun çok bir önemi de yok. Özellikle de sorun Filistin-İsrail arasında ise.
Yapısal mahiyetteki sorunlar çözülmediği sürece, bu tür barış/ateşkes girişimlerinin pamuk ipliğine bağlı olduğunu başta ilgili taraflar olmak üzere tüm dünya biliyor. 1948’den bu yana yaşananlar bunun en temel göstergesi!
Nitekim 26 Ağustos’ta Kahire’de Mısır’ın arabuluculuğunda, ABD’nin göstermelik baskı politikalarıyla imzalanan ateşkes anlaşması da bunlardan birisi. Mürekkep kurumadan tarafların yaptığı açıklamalar ve basına yansıyan anlaşma maddeleri, açıkçası bu sürecin çok da uzun süreli olmayacağının birer göstergesi gibi duruyor.
Öncelikle Filistin tarafının yaklaşımlarına bir bakalım.
Hamas yönetimi, İsrail’e karşı zafer kazanıldığı açıkladı. Hamas Sözcüsü Ebu Zuhri, “Filistin direnişi, Arap ordularının birleşerek yapamadıklarını yaptı ve 51 gün süren saldırıların sonunda taleplerinin çoğunun gerçekleşmesini sağladı” dedi. Hamas Siyasi Büro Üyesi Musa Ebu Merzuk ise kalıcı ateşkese ulaşılmasını, “ Direniş için bir zafer” olarak niteledi.
Filistin tarafının yaptığı açıklamada, ateşkesin ardından öncelikle, refah sınır kapısı açılacak. İsrail, inşaat malzemeleri başta olmak üzere, Gazze’ye mal girişine müsaade edecek. Balıkçılar artık yeniden 12 mile kadar açılabilecek. İsrail tarafı ise daha temkinli ve farklı bir açıklamada bulunuyor.
İsrail’e göre ise, “Gazze’ye insani yardımların geçişi ve Filistinli balıkçıların Gazze açıklarında avlanma alanının ilk etapta 3 milden 6 mile çıkarılması konularında mutabık kalındığı, Hamas’ın önceki görüşmelerdeki talepleri olan Gazze limanı ve havaalanı gibi taleplerinin gelecek günlerde yapılacak müzakerelerde görüşüleceği” ifade ediliyor.
Çelişki ve belirsizlikler bununla sınırlı değil. Bu kapsamda, Haaretz Gazetesi yazarlarından Gideon Levy’nin “Beyhude Savaştan Dersler” başlığıyla kaleme aldığı köşe yazısında yaptığı tespit oldukça dikkat çekici. Levy, 50 günlük Gazze Savaşı’nın galibinin olmadığını; ancak Hamas ve Gazze’nin bu savaştan güçlenerek çıktığını belirtiyor. Bunun anlamı çok açık: Yeni bir savaş!
Savaşın galibinin her şeye rağmen Hamas olduğu ortada. Hamas, “olmazsa olmaz” bağlamında ortaya koyduğu şartları büyük ölçüde kabul ettirmiş durumda. Dolayısıyla, İsrail açısından Gazze operasyonunun başında ortaya koyduğu hedeflerin sadece bir kısmına ulaşma söz konusu. Bundan dolayı da Levy çok açık bir şekilde İsrail’in bu savaşı hedefler-sonuçlar bağlamında kaybettiğine dikkatleri çekiyor.
Neydi İsrail’in hedefleri? Öncelikle, Hamas-El Fetih arasındaki Milli Mutabakat sürecinin sona erdirilmesi ve El Fetih’in Filistin’in tek temsilcisi olması. Bunun dışında, Hamas ve diğer silahlı Filistinli grupların silahlarını teslim etmesi ve başta Gazze olmak üzere, orta-uzun vadede Filistin topraklarının silahsızlandırılması.
Söz konusu “kalıcı ateşkes” maddelerine bakıldığında, en azından şimdilik basına yansıdığı kadarıyla bu hususlarla ilgili bir bilgi yok. Ama başta Hamas olmak üzere, Filistinli grupların yaptığı açıklamaya bakıldığında böyle bir tavizin verilmediği görülüyor. O zaman bu durumda İsrail niçin ateşkese razı oldu sorusu karşımıza çıkıyor.
Bunun mantıklı cevabı ABD’nin İsrail’den dolayı üzerinde hissetmeye başladığı uluslararası baskıyı azaltma ve “Yeni Ortadoğu” sürecinde Filistin-İsrail meselesini en sona bırakma arzusu olarak karşımıza çıkıyor.
“Yeni Suriye”, “Yeni Irak” ve “Kürdistan” inşa süreçleri tamamlanana kadar ABD’nin böyle bir ateşkese ihtiyacı var! Dolayısıyla, bu yeni süreçte başta İran ve Suudi Arabistan olmak üzere, bölge güçleri ile koordineli çalışan ve onlardan destek almaya başlayan Washington açısından bu “akıllıca” bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Aksi takdirde, krizin uzamasıyla bölgedeki müttefiklerinin zor duruma düşeceğini ve İran ile başlattığı yeni sürecin darbe alacağını çok iyi hesap ediyor.
Bunun dışında, Mısır’da iktidara taşıdığı Sisi yönetimine de bir “zafer” yaşatmak ve “Ortadoğu’da Mısırsız barış olmaz” algısını diri tutmak istiyor. Camp David çizgisine çekilen Mısır, bu bağlamda “Yeni Ortadoğu” sürecinde daha aktif bir rol alacağa benziyor.
Bir diğer mesaj ise Türkiye ve Katar’la ilgili. Mesaj çok net, “denediniz ama olmadı!” Onuncu geçici ateşkes sürecinde ortaya konulan performans ve büyük beklentiler, Hamas’ın üstlenmediği roket atışları ile enkaz altında!
Son bir husus ise, Hamas halen bir “terör örgütü” olarak görülmesi. ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin ateşkes sonrası kullandığı ifade oldukça dikkat çekici. Kerry; “Hamas ve diğer terör örgütlerinin değil, Gazze’deki sivil halkın yararına olmasını temin etmeye dönük uygun tedbirleri...” diye cümlesine başlıyor.
“Hamas ve diğer terör örgütleri” ifadesi, sanırım birçok şeyi ifade ediyor!
28.08.2014 Milli Gazete






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.