• İstanbul 17 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 18 °C
  • Konya 16 °C
  • Sakarya 17 °C
  • Şanlıurfa 21 °C
  • Trabzon 14 °C
  • Gaziantep 19 °C
  • Bolu 14 °C
  • Bursa 20 °C

M. Seyfettin Erol'dan: Suriye’de “Radikal” Yol Ayrımı mı?

M. Seyfettin Erol'dan: Suriye’de “Radikal” Yol Ayrımı mı?
Suriye’de muhalefetin “çatı örgüt” arayışı devam ediyor.

***

Diğer taraftan, 2011’den bu yana Esad’a karşı mücadele veren muhaliflere ve onlara destek veren ülkelere baktığımızda, açıkçası durum hiç de iç açıcı değil. Tam anlamıyla bir bölünmüşlük söz konusu.

Sürecin başında Esad ve “karşıtları” olarak adlandırabileceğimiz tabloda, muhalif gruplar ve onlara destek veren ülkeler de kendi içerisinde parçalanmış durumda. Hatta daha da ötesi, kendi aralarında bir iç savaş da söz konusu. Dolayısıyla, Suriye’deki iç savaşta iki taraf söz konusu iken, bugün çok sayıda farklı ülkeyi ve çıkarları-hesapları temsil eden ve her geçen gün Esad karşısında kaybeden bir cephe söz konusu.

Burada, en temel kırılma noktasını ise hiç kuşkusuz Batı’nın, özellikle de Washington’un politika değişikliği oluşturuyor. ABD’nin Rusya üzerinden Suriye’de geliştirmeye başladığı yeni bölgesel-küresel politika, Suriye’deki iç savaşın seyrini de büyük ölçüde değiştirmiş durumda.

ABD’nin buradaki en büyük gerekçesini ise, Suriye’de etkisini göstermeye başlayan radikal gruplar, teröristler oluşturmakta idi. Bu hususun ısrarla altını çizen ABD’nin müttefiklerinden beklediği cevabı alamaması üzerine Cenevre sürecine, bir diğer ifadeyle Rus tezlerine yaklaştığını, kısmi-şartlı destek vermeye başladığını hep birlikte gördük.

***

Bu değişiklik, hiç kuşkusuz, yukarıda da değinildiği üzere iç savaşın seyrini önemli ölçüde etkilemeye başladı. Burada, Mısır’da gerçekleştirilen darbe süreçte tam bir dönüm noktası olarak kendisini gösterdi.

Nitekim darbe sonrası “Yeni Ortadoğu” sürecinde ve başta Suriye olmak üzere Kuzey Afrika’dan Afganistan’a kadar geniş bir alanda hareket eden “koalisyon”, örgütler-devletler bazında dağılmaya başladı.

Bu dağınıklık, kaçınılmaz olarak alanda çatışma halinde bulunan grupları da derinden etkiledi. Özellikle de Mayıs 2013 sonrası kendisini hissettirmeye başlayan bu durum, bölgede yeni radikal unsurların ön plana çıkmasına da adeta zemin hazırladı.

Radikal terör örgütleri üzerinden, bir taşla bir kaç kuş vurulmaya başlandı.

***

IŞİD, burada bir anlamda sürece adını verdi. Çok hızlı çıkışı, operasyon kabiliyeti, hedefleri ve alanda kendisine sağlanan “kolaylıklar” bir anda tüm gözlerin bu örgüte çevrilmeye başlanmasına neden oldu.

İlk etapta Kuzey Suriye ağırlıklı bir çıkış sergileyen IŞİD, bir süre sonra kendisine Irak’ta da yer bulmakta zorlanmadı. Süleyman Şah Türbesi’yle Türkiye açısından da bir tehdit oluşturmaya başlayan IŞİD’in eylemleri, en az Esad ve Hizbullah kadar bölgede savaş halinde olan muhalifleri ve onlara destek veren ülkeleri derinden etkilemeye başladı.

Başlangıçta adı El Kaide ile anılan bu örgütün, aslında bir “çakma” olduğu ve tamamıyla bölgesel karşı istihbarat örgütlerinin bir ürünü olduğu biraz geç de olsa anlaşıldı. Ve bu gelişme, Suriye’de muhalifler açısından “radikal” bir yol ayrımını da beraberinde getirdi.

Suriye İslam Meclisi, bu bağlamda önemli bir kırılma ve yeni bir sürecin başlangıcı olarak kendisini gösteriyor. Özellikle de, Suudi Arabistan-Körfez açısından. Bir sonraki yazımızda bunun üzerinde durmaya devam edeceğiz...

 

21.04.2014 Milli Gazete

Bu haber toplam 419 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim