• İstanbul 20 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 20 °C
  • Konya 14 °C
  • Sakarya 18 °C
  • Şanlıurfa 25 °C
  • Trabzon 19 °C
  • Gaziantep 21 °C
  • Bolu 14 °C
  • Bursa 19 °C

Mustafa Kara Hocamız ile Babalar ve Oğullar… (2) “Babam, son nefesine kadar hem okudu hem okuttu…”

Mustafa Kara Hocamız ile Babalar ve Oğullar… (2) “Babam, son nefesine kadar hem okudu hem okuttu…”
​Mehmet Nezir Gül

– Kıymetli hocam, muhterem pederiniz, hafız, Kutuz Hoca namlı Mehmet Kara emekli olduktan sonra daha farklı bir iletişim, görüşme, buluşma süreçlerine girmiş oldunuz. Ama buraya geçmeden önce diğer kardeşlerinizi de sorayım. Siz hafız oldunuz, diğer kardeşiniz İsmail Kara ve Hüseyin Kara da hafız oldular mı?

– Tabii tabii. Onlar da hafız oldular. Merhum peder üçümüzü de hafız yaptı ve şart koştu. Meslektaş olma şartını koştu. Dolayısıyla biz de ondan sonra imam hatipe gittik. İmam hatipten sonra da Yüksek İslam Enstitüsü’nde okuduk. Üçümüz de Yüksek İslam mezunuyuz. Bu arada İsmail Kara bir şey daha yaptı. O edebiyat fakültesinde, tarih bölümünde de okudu. O noktada peder bana sordu, direkt İsmail’e bir şey demedi. Dedi ki: “Bu ne yapıyor?” Çünkü onun şartnamesinde yoktu öyle bir şey. Ben de pedere garanti verdim. Dedim ki: “Güzel bir iş yapıyor, tarih okuyor ama o şart yerine gelecek, din alanında hizmet etmeye devam edecek.” Yani öğretmen olma şartı, bu sahada çalışma şartı. İlla Diyanette çalışmamızı istemiyordu tabi. Din eğitimi öğretimi olması yeterliydi. Neticede meslektaşız. Dolayısıyla İsmail o sıralar bir Fransız Ortaokulu’nda din dersi öğretmenliği yapıyordu zaten tarih okurken. O anlamda pederin şartı yerine geldi. Üçümüz de meslektaş olduk…

– Diğer kardeşinizin meşguliyeti neydi hocam?

– O da emekli öğretmen.

– Anlaşıldı. Sonrasında siz Bursa’da, İsmail Hocam İstanbul’da, Hüseyin Hocam Ankara’da devam ettiniz. Sonra yani artık hocamızın bir nevi ilerleyen yaşında, yaşlılık döneminde baba evlat ilişkileri noktasında nasıl bir süreç sürdü hocam? Tabi ki daha sağlıklı veya sıhhatli iken geliş gidişler, sizde ikametleri nasıl oldu. Malum, anne baba yaşlanınca evlatlar bir endişeye kapılıyor. Kimisinde bir duyarsızlık ve umarsızlık, kimisinde de tatlı bir endişe. “Onları incitmeden nasıl hizmet edebilirim?” şeklinde bir düşünce… Bu anlamda yaşadıklarınızdan hareketle neler aktarırsınız Hocam?

– Güzel günlerimiz oldu. 1977’de emekli olduğunda peder aslında pek sıhhatli bir kişi değildi. Yani gençliğinden itibaren hassas bir dengesi vardı sağlık açısından. Ben onu bildim bileli öyleydi.

Devamı: https://www.insaniyet.net/mustafa-kara-hocamiz-ile-babalar-ve-ogullar-2/

Bu haber toplam 381 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim