Batılılaşma sebebi ile sosyal hayatımızın rayından çıktığını ve geçen zaman içinde bir türlü istikrar bulamadığını anlatan sayısız yazı yazdım.
Bu yazıların temel dayanağı şudur: Batılılaşma bizi modern teknolojik medeniyetin 'hayat tarzı'na dahil etmeye çabalıyor. Biz ise (Biz dediğim alafranga zihniyet ve âdetleri kabul etmeyen muhafazakâr-dindar çoğunluk-karabudun'dur) asırların mirası geleneğimizi ve inancımızın gereği iman esaslarına uymayı terketmiyor, direniyoruz. Elbette ki tepeden inme devrimler ile teknolojik medeniyetin nefse hitabeden konforu tüm dünya gibi bizi de etkilemiştir.
Mesela tüm dünya (Bazı mahalli kıyafetleri taşımada direnenler hariç) ceket-pantolon-Frenk gömleği-kıravat takıyor. Bu tarzın her mevsim ve yıl yeni biçimleri (moda) vücut buluyor ve biz 'tüketim toplumu mensupları' bunları alıp kullanıyoruz.
Evimiz, sokağımız, yeme-içmemiz, mobilyalarımız, AVM'lerimiz, rezidanslarımız, otomobillerimiz, eğlence hayatımız, maarif müfredatımız, giyim-kuşamımız, iletişim araçlarımız, hız ve haz düşkünlüğümüz ile saymayı gerekli görmediğim binlerce unsuru kabullenmiş, onlara erişmeyi hedef haline getirmiş, ancak bu arada geleneksel hayatımızdan bazı unsurları da terketmediğimiz için 'melez' bir zihniyet ve hayat içinde tedirgin yaşamaktayız.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/MustafaKutlu/camide-nikah/51455































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.