• İstanbul 14 °C
  • Ankara 15 °C

Müzeyyen Çelik K.: Günümüzün Anlatıcıları: Ümit Köksal İle Konuştuk

Müzeyyen Çelik K.: Günümüzün Anlatıcıları: Ümit Köksal İle Konuştuk
Kişiyi yazmaya yönelten temel etken hayaller mi yoksa gelişen şartlar mı? Ya da diğer bir etken... Sizde hangisi daha etkili oldu?

Genel bir tanım yapmak yanıltıcı olur. Yazmaya meyletme serüveni farklılık gösterir. Sadece bir etkenle de ifade edilemeyebilir. Onlarca parçanın bir araya gelerek yazmaya dair devamlılığı sağlaması, anlatmaya karşı da diriliği bağladığı söylenebilir. Tek bir etkenle hareket edildiğinde, o etken ortadan kalktığı sırada yazmaya dair meyil de yok olur. Unutulmamalıdır ki, yazmak zamanla ana dili olur yazarın, kendini yazdıklarıyla anlatır. Anlattıkları etkenlerin toplamıdır.

Anlatmanın arkaik yanı düşünüldüğünde, anlatının kutsal yanı var gibi görünüyor. Sizce de öyle midir?

Anlatmanın öğretici yanı olduğu kanısındayım, anlamın kuytu yanlarını çıkarmaya fırsat tanır. Bu anlatı kişinin kendi menkıbesini keşfetmesi, dinleyicinin/okuyucunun bir hisse kazandırmasını merkeze alarak devam eder. Hikâye anlatmak, sanki bütün ekmeği parçalara ayırmayı, üzerine marmelat sürmeyi, öğüterek yiyebilmeye imkân tanır.

Post modern anlatım imkânları bağlamında metinlerarasılık yanında türlerarasılık da gündemde. Hatta aynı metinde hem modern hem de post modern imkânlar birlikte kullanılabiliyor. Bu konunun bir şablona oturması gerekir mi?

Türlerin birbirini beslediğini görmezden gelemeyiz. Zamanın anlatı dili, yeni yöntemlerin belirlenmesi, görselliğin ön planda olması gibi birçok etmen anlatıyı da şekillendirdi, odak noktasını değiştirdi.

Buna tür takıntısıyla yaklaşanların, muhafaza etmekten öteye gidemeyeceğini, yaşadığı zamanın diline uzak kalacağını kabul etmesi gerekir.

Edebiyat dergilerinde görünüyor musunuz? Görünmek de gerekir mi? Edebiyat dergileriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Yazarlığın ilk yıllarında kendimi tanıtmak, hatırda tutmak maksadıyla edebiyat dergilerinde görünürde olmayı tercih ediyordum. Zamanla belirli bir okur kitlemin oluştuğunu gördüm. Dergilerin formatı gereğince yazardan istediği sınırlı sayfada öyküyü bitirme talebi doğrultusunda öykü dinamiğinin bozulduğu oluyordu. Etraftaki hikâyeler bu taslakta öyküye dönüşüyordu. O sınırı öykülerimden uzaklaştırdığımda öykünün uzadığını, ama sünmediğini fark ettim. Bu süreçle oturuyor. Yazar, zaman zaman öyküleriyle dergilerde görünebilir, yalnız zihnini oraya kiralamaması gerekir.

Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/gunumuzun-anlaticilari-umit-koksal-ile-konustuk-k5645.html

Bu haber toplam 287 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim