30 Mart etki ve sonuçları itibarıyla sadece Türkiye’yi ilgilendirmiyor. Sandığa atılan oylar ile sadece yerel yönetimler belirlenmedi veya hükümet güven tazelemedi. Bu seçimin sınır ötesi etkileri de oldu.
Şöyle izah edeyim:
Türkiye Ortadoğu ülkesi değil. Ancak Ortadoğu’da siyaseti kimlikler belirliyor ve kimlikler konusunda Türkiye Ortadoğu’nun çok da dışında değil. Dolayısıyla Ortadoğu’daki küresel iktidar oyunlarının da dışında değil.
Batı çıkarları karşısında Müslüman olmak, aynı zamanda bir siyasal kimliğe dönüştü. Batılı yaşam tarzına sahip olmak da aksi yönde bir siyasal kimlik halini aldı. Batı siyasetinde sadece retorik ağırlığı olan “modern” veya “seküler” etiketler, iktidar sahipliğini, Batı nezdinde, haklılaştıran etiketlere dönüştü.
20. yüzyılın Ortadoğu coğrafyasında rejimler bu iki temel ayrım esas alınarak kurgulandı.
21. yüzyılın sorusu şu:
Bu coğrafyada, kendini Müslüman olarak tanımlamayı önemli gören toplumun çoğunluğu artık iktidarı kullanabilecek mi, yoksa Batılı yaşam tarzına sahip olan azınlığın temel siyaseti belirleme yetkisi devam mı edecek?
Birinci soruya verilecek olumlu bir cevap ile demokratik bir yönetim tarzını kombine etmek pekâlâ mümkün. Ancak ikinci soruya verilecek olumlu cevabın karşılığı ancak azınlık diktatörlüğü veya vesayet rejimi olabilir.
Yazının devamı için: http://www.aksam.com.tr/yazarlar/osman-can/30-mart-secimleri-ve-ortadogu/haber-298329































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.