
Transformasyon dönemlerinin kaderi bu galiba. Bir tarihi geride bırakmak üzere yola revan olurken, her köşe başından eskiye ait figürler, eylemler ve söylemler karşınıza çıkar. Aslında hiçbir şeyin değişmediğini “eski güzel günlerin” devam ettiğini anlatmaya veya hissettirmeye çalışırlar. Kâbus gördürür. Ama eninde sonunda “kâbusmuş” der, yolunuza devam edersiniz.
Türkiye toplumu tarihsel süreçlerden geçiyor. Yüz yıllık vesayet döneminin yarattığı yıkımları temizliyor. Bu dönem egemenlerinin yol açtığı tüm yaraları sarmaya başlıyor. Katliamlar, asimilasyonlar, inkârlar, yaşam tarzına müdahaleler, istiklal mahkemeleri terörü, şapka kanununa muhalefet nedeniyle yüzlerce idam ve daha nice insanlık dışı eylemlerin gölgelediği bir tarihle yüzleşme yaşanıyor. Kimlikler üzerindeki baskılar sona eriyor.
Yani faşizan bir dönem sona eriyor, liberal demokrasiler yolunda pek çok hatalar ve sorunlarla birlikte ilerliyoruz. Yüz yıllık ittihatçı yapının yol açtığı tüm yıkımlara rağmen, 1920’de yakaladığımız o toplumsal sözleşmemizi yeniden raflardan indiriyoruz.
Yazının devamı için:http://www.aksam.com.tr/yazarlar/osman-can/tarihi-iskalamis-bir-konusma/haber-302736































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.