• İstanbul 14 °C
  • Ankara 17 °C

Özçelik:Her eser bir kültürün değerlerinin taşıyıcısıdır.

Özçelik:Her eser bir kültürün değerlerinin taşıyıcısıdır.
Mustafa Özçelik ile... Özçelik:Çocuklar için yazılan kitaplar da dahil olmak üzere her eser bir kültürün değerlerinin taşıyıcısıdır.Röportaj: Sırrı ER 

*Okuyucularımıza kısaca kendinizi tanıtır mısınız?  
 
1954 yılında Eskişehir’in Günyüzü ilçesinde doğdum. Türk Dili ve Edebiyatı alanında yüksek öğrenim yaptım. Çeşitli resmi ve özel öğretim kurumlarında 27 yıl öğretmen olarak çalıştım. Yazı hayatım da öğretmenlikle beraber başladı. Bugüne kadar pek çok edebiyat dergisinde yazı ve şiirlerim yayımlandı. Bunların büyük bir bölümü kitaplaştı. Şiir, öykü, masal, deneme, biyografi, inceleme ve antoloji türünde şu ana kadar otuzu aşkın kitabım yayımlandı. Bunlar içerisinde sayıca en fazla olanlar ise çocuk kitaplarıdır.  
 
 
*Yıllardan beri çocuklara yönelik güzel kitaplar hazırlıyorsunuz. Sizi çocuklara yönelik eserler hazırlatan sebepler nelerdir?  
 
Çocuk kitaplarına yönelmemde öğretmen oluşumun etkisi büyüktür. Bilhassa orta okullarda öğretmenlik yaparken öğrencilerime hangi kitapları okutacağım konusunda ciddi zorluklarla karşılaştım. Piyasada epey çocuk kitabı vardı ama bunların büyük bir bölümü tercüme eserlerdi. Elbette bunların okutulması önemliydi ama genç bir zihni sadece tercüme eserlerle beslemek mümkün değildi. Hatta yanlıştı. Çünkü çocuklar için yazılan kitaplar da dahil olmak üzere her eser bir kültürün değerlerinin taşıyıcısıdır.Yetişme cağındaki bir çocuk, bunlardan önce kendi kültür değerlerine ait eserleri okumalıydı. Aksi takdirde ciddi kimlik ve kişilik kayıpları olabilirdi. Telif eser olarak ise o yıllarda Ömer Seyfettin ve Kemalettin Tuğcu’dan başka isim neredeyse yoktu. Ömer Seyfettin’in eserleri sade dili dolayısıyla seçiliyordu ama bütün özellikleriyle çocuk edebiyatına ait eserler değildi. Kemalettin Tuğcu, nesillerin yazarıydı ama onun eserlerinde de aşırı duygusallık vardı. Daha sonraki yıllarda yine çocuklar için hazırlanmış pek çok kitapta çocuğu bir tüketim nesnesi gibi görmek yahut onu ideolojik bir bakış açısıyla şekillendirmek gibi olumsuzluklar söz konusuydu. Çocuk edebiyatı alanında gördüğüm bu ve benzeri boşluklular, yanlışlıklar üzerine pek çok yazar gibi ben de çocuk edebiyatına yöneldim.  
 
*Çocuk edebiyatı alanında yaptığınız çalışmalar ve aldığınız ödüller?  
 
Bu sahada önce klasik eserlere yöneldim. Bunda Shakespeare’le ilgili okuduğum bir yazı da etkili oldu. O yazıda adı geçen yazarın eserlerinin İngiltere’de her yaş gurubu için ayrı ayrı kitaplar olarak hazırlandığını okumuştum. Böylece Shakespeare, yediden yetmişe ortak bir değere dönüşüyor ve bütün nesilleri bu değerler etrafında besliyordu. Ben de çocuklarımızı önce doğu-islâm kültürünün klasikleriyle buluşturmak adına Beydaba, Sadi, Mevlâna gibi klasik yazarların eserlerinden bazı bölümleri ana fikrini koruyarak yeniden yazdım. Bunlardan Kelile ve Dimne ile Balıkçıl Kuşu ile Yengeç 1990’da çıktı. Tutiname’den hazırladığım aynı çizgideki bir eser 1993’de basıldı. Bunları 2003’te Denizdeki Hazine, 2004 yılında Bir Testi Su, 2006’da Zengin Dilenci isimli kitaplar takip etti. Bu çalışmalarla birlikte telif eserler de hazırladım. 1995’te Gülün Sırrı, 1998’de Son Günün Sevinci Milli Eğitim Bakanlığı’nca yayımlandı. 2003’te Şehitler Tepesi isimli romanım yayımlandı. 2006 yılında ise Cankardeş yayınları tarafından on adet masalım on ayrı kitap olarak basıldı. Şehitler Tepesi isimli eserime 2004 yılında Çocuk Edebiyatçıları ve Sanatçıları Birliği’nce yılın Çocuk Romanı ödülü verildi. Son kitaplarım ise 2006’da Türkiye Yazarlar Birliği Çocuk Edebiyatı ödülüne layık görüldü.  
 
*Önümüzdeki yıllarda hangi çalışmalarınızı göreceğiz?  
 
İnşallah benzer tarzdaki çalışmalarım devam edecek. Yine masallar, öyküler yazacağım. Ama arzu ettiğim bir çalışma çocuklar için biyografik eserler de yazabilmek. Çünkü çocuk kitaplarını sadece masal, hikâye ve roman türleriyle sınırlamak bana doğru görünmüyor. Bu konuda Sezai Karakoç’un biyografilerin önemini anlattığı “Nesillere örnek seçmek” yazısı aklımdan hiç çıkmaz. Bu biyografik çalışmaların çocuklarımız için böyle bir fayda temin etmesini umuyorum. Zira çocukların yetişmesinde örnek ve önderler çok önemlidir. Bu konudaki algılar, çok değişti. Kendi kültürümüzden çok uzaklaştık. Bu bakımdan Dede Korkut’u, Nasreddin Hoca’yı, Yunus Emre’yi, Mevlâna’yı, Mehmet Akif’i vb. çocuklarla tanıştırmak gerekiyor. Bu dünya kültürüne kapalı kalmak anlamında anlaşılmamalı. Evrensel anlamda örnek olabilecek her büyük insanın biyografik çalışmalara konu olması önemlidir. Ama bu durum kendi kültürümüz açısından çok daha aciliyet taşıdığı için yerli örneklerin çocuklarla tanıştırılması gerektiğini düşünüyorum. Bu tür çalışmalar, onların lise ve üniversite çağlarında da okuyacakları kitaplara daha kolay ulaşmalarında da yararlı olacaktır. Çünkü okumak aşama aşama gelişen bir faaliyettir. Klasik isim ve eserler bu anlamda her zaman daha fazla önem taşırlar. İşe onlardan başlamak gerekiyor.  
 
*Çocuk edebiyatının bugünkü durumunu değerlendirir misiniz?  
 
Bu konuda geçen zaman içerisinde hayli güzel çalışmaların yapıldığı bir gerçek… Sadece çocuk kitapları basan yayınevleri kuruldu. Yeni yazarlar yetişti. Ama ortada bazı sorunlar da yok değil. Kısa cümlelerle, basit cümlelerle yazılması bir kitabı çocuk kitabı yapmaya yetmez. Kimi yazarlarda böyle bir eğilim gözleniyor. Yine aynı şekilde bu tutumun tam aksine sanatlı yazmak kimi yazarların tercih ettikleri bir yol.. Bunlardan ilkinin çocuğa hiçbir şekilde kitap sevgisi, edebi ve estetik seviye kazandırması beklenemez. İkincisinde de çocuk bu kitapların dünyasına girmekte hayli zorlanıyor ve sonuçta kitaptan uzaklaşıyor. Bir de çocuğu şekillendirilecek bir varlık olarak görüp ona bazı fikirleri empoze etmede kitaplar bir araç olarak görülmek isteniyor. Şahsen bunu da doğru bulmuyorum. Çocuklarla elbette değerlerimizi paylaşacağız. Ama bu çok tabi bir şekilde olmalı…  
 
*Çocuk edebiyatının geleceğini nasıl görüyorsunuz?  
 
Bu alanda mesai harcayan yazarlarımı kutlamak gerekiyor. Zor bir işi yapıyorlar. Zira çocuk kitabı yazmak kolay bir değil… Çocuk kitaplarında seçilen kelimeler, kurulan cümleler, ele alınan konu, anlatım çok titizlik gerektiriyor. Üstelik çocuk kitabı sadece metin değil. Görselliği de çok önemli… Kapak tasarımından sayfa tasarımına, seçilen yazı karakterlerine, resimlerine kadar her ayrıntısında çok titiz davranılması gerekiyor. Kitabın yazılmasıyla da iş bitmiyor. Bunlarla çocukların tanışmaları anne-baba, öğretmen aracılığıyla olacağı için bu kişilerin de bu konuda donanımlı olmaları önemlidir.  
 
*Nasıl bir çocuk edebiyatına özlem duyuyorsunuz?  
 
Çocuk edebiyatının en temel özelliğinin eğiticilik olduğunu düşünüyorum. Ama bu durum tam anlamıyla eğitim ilkelerine göre yapılmalıdır. Bu yolla çocuklar eğitilir ve onlara belli ahlaki değerler, estetik beğeniler kazandırılırken çocuğun okuduklarından zevk alması meselesi asla ihmal edilmemelidir. Çünkü bu eserlerde böyle bir özellik yoksa çocuğun kitapla dost olması beklenemez. Çocuk edebiyatı yazarı aynı zamanda bir psikoloğun bilgileriyle de hareket etmeli. Çocuğun sosyal ve psikolojik gerçekliği dikkate alınmalıdır.. . 
 
 
*Sizce çocuklar için yazan şair ve yazarlara ne gibi görevler düşmektedir?  
 
Çocuk edebiyatında asıl amaç, çocuğun fıtratında var olan estetik duyguları geliştirmek, ondaki güzellik duygusunu uyandırmak ve harekete geçirmek olmalıdır. Bu kitaplar yoluyla çocukların zekâ ve hayal güçleri geliştirilmeli, düşünme ve problem çözebilme yetenekleri güçlendirilmelidir. Yine çocukların ait oldukları toplumların kültür ve uygarlık değerleriyle tanışmaları son derece önemlidir. Bu amaçlara uygun olarak yazılan metinlerde şekil unsurları da ihmal edilmelidir. Okumayı, öğrenmeyi kolaylaştırıcı ve sevdirici görsel unsurlar da dikkatli bir gözle seçilmelidir. 

Çocuk kitapları bu yüzden içeriği kadar dış yapısıyla da önemlidirler. Çocuklar, özellikle günümüzde çok farklı etkilere açık ve savunmasız durumdalar. Oysa onların sağlıklı bireyler olarak yetişmeleri hayati bir meseledir. Bu bakımdan çocuklar için yazmayı ciddi bir iş olarak görmek gerektiğini düşünüyorum.

*Teşekkür ederim.

 

Kaynak: http://yerlifikirler.com/makale-detay.php?id=623

Bu haber toplam 1583 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim