TYB’de yaptığı konuşmada Tevfik İleri’yi anlatan Sadık Yalsızuçanlar, onun hikmetli bir hayat sürdüğünü ve eşine yazdığını mektubunda: “Benden büyük aşk bekleme, önce milletimizi seveceğiz” diye yazdığını söyledi.
TYB Ankara Şubesinin Cumartesi Sohbetleri çerçevesinde gerçekleştirdiği haftalık sohbet programının bu haftaki konusu “Bir vefa adamı Tevfik İleri.” Mehmet Kurtoğlu’nun hazırladığı programın konuğu Sadık Yalsızuçanlar, Vefa Apartmanı kitabından hareketle Tevfik İleri’nin hayatını anlattı.
Yalsızuçanlar; “ Vefa Apartmanı romanı Tevfik İleri’nin biyografik romanıdır. Toplumsal ve bireysel hayatımızda olumlu izler bırakmış şahsiyetler vardır. Onlara karşı vefa borcumuz olduğunu düşünürüz, yaptıklarını devam ettirerek miraslarına sahip çıkarak ödemeye çalışırız” diye başladığı sohbetinde “Tevfik İleri kısa ama hikmetli ibretli bir hayat yaşamıştır. Yakın tarihimizin en önemli üç şahsiyeti arasında yer alacak bir şahsiyettir. Sadece maarif ve siyaset değil, edebiyat alanında da ön plandaki yerini alacaktır. 19-20 yaşlarından itibaren mektuplar günlükler yazmıştır. Bu yazıları, Yassıada ve Kayseri Günlükleri olarak yayımlanmıştır. Kızına ve eşine yazdığı mektuplar, ayrıca çeşitli yerlerde yaptığı konuşmalarından oluşan bir kitabı da yayımlanmıştır. Bunca çok yönlü bir insanın yetişmesi de kolay olmamıştır. Çocukluğunda, ilk gençlik yıllarında simitçilik, tablacılık, boyacılık yapmıştır. 49 yaşında vefat eden vefa adamı, kısa hayatına çok şey sığdırmıştır. Yedi İmam-Hatip okulunun açılmasına üç üniversitenin kurulmasında vesile olmuştur” dedi.
Yalsızuçanlar, İleri’nin evlilik hayatına, çocuklarıyla olan ilişkilerine genişçe verdiği yer konuşmasında, İleri’nin eşi Vasfiye Hanım ile yaptığı görüşmeleri ve hatıraları anlattı. Yalsızuçanlar; İleri’nin yayladayken görüp sevdiği Vasfiye Hanım’la evlendiğini, bu evlilik, evlenen tarafların vefakâr, fedakâr yapılarıyla güçlü bir hal aldığını söyledi. “Kendi tarihine milletine âşıktır İleri. Vasfiye anneye “Benden büyük bir aşk bekleme! Beni çok sevdiğini biliyorum, ben de seni çok seviyorum fakat önce milletimizi seveceğiz” dediğini belirten Yalsızuçanlar, Vasfiye annenin de “böyle düşünmeseydin seninle evlenmezdim” dediğini, belirtir. Yine Vasfiye anne yağmurlu bir günde anne hassasiyetiyle yaşadığı bir olayı şöyle anlatıyor. “Sabah kahvaltıdayız, Tevfik gazetesini okuyor, birazdan makam aracıyla işine gidecek. Yağmur alabildiğine yağıyor. Oğlumuz Cahit küçük, bu yağmurda kıyamıyorum yola çıkmasına, giderken Cahit’i de okula bırakmasını istiyorum. Olmaz Vasfiye. Diğer çocuklar nasıl gidiyorsa, o da öyle gidecek, diyor.” Biri Erzurum’da diğeri Çanakkale’de iki evladını kaybetmiş, evlat acısı yaşamış bir babadır.
İleri’nin eşi Vasfiye Hanıma yazdığı mektupların “bir şairin içliliğinden daha güçlü” olduğunu söyleyen Yalsızuçanlar, İleri’nin mektuplarından örnekler verirken; “Ben bir mühendisim Vasfiye, benden bir şairden dökülen cümleler dökülmüyor” diye yazdığını, ama yazılan mektupların bir edebi eser olduğunu, onun mektuplarının Türkiye’nin siyasal sosyal tarihine ışık tutacak bilgiler barındırdığını söyledi.
Haber: Zeynep Sati YALÇIN


































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.