30 Mart seçimleri hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak bir şekilde muhalefetin ne kadar tıkandığını gözler önüne serdi. CHP, MHP ve diğer muhalif partiler örgütsüz muhalefeti dahi temsil etmekte zorlandılar. Ortam ne kadar lehlerine olursa olsun bunu oya çeviremediler.
Türkiye, uzun süredir muhalefet açığı yaşıyor. Bu eksikliğin sadece muhalefete değil, iktidara da maliyeti büyük. Muhalefet zayıf kaldıkça toplumda rahatlama kanalları oluşamıyor, belli bir kesimde biriken tepkiler meşru kanallardan boşalamıyor, bu da elbette Hükümet üzerinde ağır bir baskıya yol açıyor. Sık sık dillendirilen ‘balkon konuşması’ talebinin bir nedeni de bu...
Zayıf muhalefetin bir diğer sonucu ise Hükümet’in yapıcı eleştiriden yoksun kalması ve sevabıyla günahıyla yaptıklarıyla tek başına bırakılması. Bu ise vahim hataların geç fark edilmesine, hatta hiç fark edilmemesine yol açabiliyor...
Örgütsüz muhalefet
Muhalefet zayıf ve etkisiz olmasına rağmen, örgütsüz muhalefet her geçen gün büyüyor ve uzlaşılması güç bir hal alıyor. Gezi ve 17 Aralık sonrasında Hükümet karşıtı örgütsüz ama pek çoğu aşırı duygu yüklü muhalefet marjinal ve küçük bir grup olmaktan çıktı. Ayrışma oranları ülkede tam bir kutuplaşmaya gidildiğini gösteriyor. Söz konusu ayrışmayı ise Hükümetin tek başına durdurabilmesi mümkün değil.
Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/turk-siyaseti-yeniden-yapilanmak-zorunda/yazi-872071































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.