• İstanbul 11 °C
  • Ankara 2 °C
  • İzmir 11 °C
  • Konya 3 °C
  • Sakarya 10 °C
  • Şanlıurfa 16 °C
  • Trabzon 12 °C
  • Gaziantep 9 °C
  • Bolu 5 °C
  • Bursa 9 °C

Selahattin Yusuf İle Röportaj Yaptık: Galiba Yaşlanıyorum Ve Çocukluğuma Eskisi Kadar Yakın Değilim

Selahattin Yusuf İle Röportaj Yaptık: Galiba Yaşlanıyorum Ve Çocukluğuma Eskisi Kadar Yakın Değilim

İbrahim Varelci: Selahattin abi nasılsın iyi misin? Yeni bir romanla okurların karşısına çıkıyorsun. Roman yazma işini iyice benimsemiş görünüyorsun.

Selahattin Yusuf: Teşekkür ederim. Senin ve bu mecrayla ilgili diğer arkadaşların da iyi olmanızı dilerim. Evet bu ikinci romanım. Daha önce altı deneme kitabım, bir inceleme ve bir de öykü kitabım yayımlandı. Aslında konu hangi tekniği gerektiriyorsa onu seçiyorum. Şiir, öykü veya roman. Fark etmiyor benim için. Ama konunun nasıl ele alınacağının cevabının bizzat konunun içinde olduğunu da hatırlamalıyız. Yani türü biz belirleyemeyiz, konunun kendisi belirler. Hiç değilse belirlemelidir, diyelim.

 

İbrahim Varelci: Romanların yazılış süreci bile başlı başına bir hikâyedir. Özellikle roman yazmanın ilk fikri ne zaman aklınıza geldi? O an neredeydiniz? Bu süreçte neler yaşadınız? Biraz bahsedebilir misiniz?

 Selahattin Yusuf: Yaklaşık dört yıl önce. Çoğu zaman olduğu gibi kahvede otururken. Bizim Çengelköy’ü bilirsiniz. Son on yıla yakındır her şeyimi orada kotarıyorum diyebilirim. İsa’yı da orada yazdım. Ben genellikle önce karakterlerimden birini bulmuş oluyorum. İçime doğuyor bir yerden. Bir garsonun yüzü, bir çocuğun davranışı, sokakta rastladığım birinin tesadüfen kulağıma çalınan bir sözü olabiliyor bu. Önce belli belirsiz bir duygulanım. His. Gebe kalmak gibi. Sonra karakter yavaş yavaş ete kemiğe bürünüyor. Bir süre birlikte yaşıyoruz. Eğer “dış gebelik” değilse ve düşük olmuyorsa zamanla aşinalığımız artıyor. Birbirimizi tanıyoruz. Dertleşiyoruz. İlişkimiz ilerledikçe karakterin hikayesi zihnimde zamanla geriye doğru ilerliyor. Karakter olarak yeterli bir geçmişi olduğunda, tastamam hayatımdaki biridir artık. Diyelim ki zor zamanlarımda yanımda oluyor falan. Balkona sigara içmeye çıktığımda göz göze geliyoruz, birbirimizi anlıyoruz. Meseleleri koyup kaldırıyoruz. Sonra ondan kurtulmak ve tamamen hayatıma almak için (bu ikisinin aynı şey olduğunu söylememe bilmem gerek var mı?) yazmaya başlıyorum.

 

İbrahim Varelci: Son dönem romanlarında günlük hayatın edebiyata yansımasını sıkça görüyoruz. Sizin bu romanınızda da bu var. Roman günlük hayatın diline ne ölçüde yaklaşmalıdır?

Devamı: http://www.izdiham.com/selahattin-yusuf-ile-roportaj-yaptik-galiba-yaslaniyorum-cocukluguma-eskisi-kadar-yakin-degilim/

Bu haber toplam 960 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim