• İstanbul 19 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 23 °C
  • Konya 18 °C
  • Sakarya 19 °C
  • Şanlıurfa 26 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 25 °C
  • Bolu 16 °C
  • Bursa 18 °C

Tarkan Zengin'den: Maden kazasıyla kaybettiklerimiz

Tarkan Zengin'den: Maden kazasıyla kaybettiklerimiz
Vahşi kapitalizmin işçinin kanı üzerinden büyüdüğü 1850'li yılları bugün yaşamak zorunda değiliz.

tarkanzenginVahşi kapitalizmin işçinin kanı üzerinden büyüdüğü 1850'li yılları bugün yaşamak zorunda değiliz. 1900'lü yıllarda çocukları bedenleri küçük olduğu için maden ocaklarında çalıştıran Batı'nın, zalim koşullarını bugün yaşamak istemiyoruz. İş kazalarında vefat eden emekçilerin üstünü toprakla örterken diğer taraftan da olayların üstünün örtülmesini istemiyoruz. İstediğimiz çağdaş dünyanın öngördüğü insan onuruna yaraşır bir çalışma hayatı.

Soma'da yaşanan maden faciası ülkemiz tarihine en fazla emekçi kaybettiğimiz kaza olarak geçti. Meydana gelen acı olay sonucu 301 emekçiye kaybettik. İş kazaları konusunda ülkemizin karnesi son derece zayıf notlarla dolu. Zira ülkemizde her gün 172 iş kazası meydana gelmekte, iş kazaları nedeniyle her gün 4 işçi hayatını kaybetmekte ve 6 işçi sürekli iş göremez hale gelmektedir. Soma'da sadece madenci emekçileri değil yaşadığımız acıdan daha fazla şeyler kaybettik. Tüm taraflar olarak iyi bir sınav veremedik.

Acıların bile ayrıştırdığı bir toplum haline nasıl gelebildik? Acılarımızı bile yaşamaya fırsat verilmediği bir ortam oluşturuldu. Yıllardır yaşanan iş kazalarının failleri yeterince bedel ödemedikleri için Soma Maden patron ve yöneticileri hiçbir sorumluluklarının olmadığını utanmadan söylediler. Orada çalışanların alın teri üzerinden servetlerini katlayanların onların ölümlerinden en azından vicdanı sorumluluk duyması gerekirdi. İdari ve yasal açıdan sorumlu olduklarını akıllarına bile getirmiyorlar.

 İnsanlık tarihinde emek mücadelesi tüm milletlerin tarihinde önemli bir yere sahiptir. Birçok ideoloji insanı sadece üretim aracı olarak görürken kadim bir medeniyete sahip olan bizlerin insana bir kıymet olarak bakmamız gerekir. Kapitalist düzen insanı makine gibi üretim araçlarından biri olarak kabul ediyor. Oysa insan bir kıymettir makine değil. Soma madenin patronunun ton başına kömür maliyetini 134 dolardan 23,8 doları indirmesi aslında iş kazalarının önemli bir nedenine işaret ediyor.

YAŞ ORTALAMASI KÜÇÜK İŞÇİLER

İktisadi açıdan düşürülen maliyetlerin insani yaklaşımları azalttığını biliyoruz. Düşürülen bu maliyet elbette işçinin sömürülen emeğinin karşılığıdır. Üretim maliyetleri; ya işçilerin ücretleri ve sosyal hakları kısıtlanarak düşürülecek ya da işçiyi iş kazaları ve meslek hastalıklarından koruyacak önlemlere para harcanmayarak düşürülecektir. İki uygulamada aslında bugün yaşadığımız trajedilerin temel sebeplerindendir. Bu anlayış değişmediği sürece içimizi yakan bu acıları maalesef yaşamaya devam edeceğiz.

Maden sektöründe çalışanlar genellikle yaş ortalaması düşük olan bir sektör. Bu nedenle geride çok küçük yaşta bırakılan yetimler var. Yüzlerce ana babanın evlat acısıyla, yüzlerce kadının eş acısıyla, yüzlerce çocuğun baba acısıyla büyüyecek olmasının acısını azaltmak önemli bir görevdir. Bu görevi yerine getirmek için öncelikle faillerin yasa önünde hesap vermesidir. Daha önce yeterli bir hesap sorma süreci yaşanmazsa ailelerin acıları azaltma imkanı olmayacaktır. Sadece kaybettiğimiz emekçilerin yakınları bu acıları yaşamıyor. SGK verileriyle madenlerde (yeraltı ve yerüstünde) çalışan 137 bin işçinin aileleri de bundan sonra daha endişeli olacaklardır. Zaten yürekleri ağızlarında babalarının yollarını bekleyen çocukların, kocalarını bekleyen kadınların, evlatlarını bekleyen ana babaların endişelerini gidermek devletin en önemli görevlerindendir. Zira faillerin üzerine gitmek sadece 301 şehit emekçiyi değil, bugün madenlere inen binlerce çalışanı ve ailelerini ilgilendirmektedir.

Bugün madenlerde çalışanlar iş kazalarıyla ilgili tedbir almayanlara hesap sorulduğunu görmek istiyorlar. Özellikle özel sektör de sürekle üretim yaptırarak karlarını maksimize etmek isteyen işverenlere hesap sorulması, işverenlerin daha özenli davranmasını sağlayacaktır. Ancak sadece idari soruşturma ve para cezaları değil, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun taksirli adam öldürme başlıklı 85. maddesi ile taksirli yaralama başlıklı 89. maddesi işletilmelidir. İşveren tehlikeli olduğunu bilerek tedbir almamış ve bu nedenle kaza meydana gelmişse bilinçli taksirle adam öldürme suçu işlenmiştir. Soma maden olayında da iddialardan biri ısrarla uyarı yapılmasına rağmen tedbir alınmadığıdır. Eğer böyle ise olay bilinçli taksirle adam öldürmeye girmektedir.

İNSAN ONURUNA YARAŞIR ÇALIŞMA HAYATI

Daha önce iş kazalarında failler yeterince aranmadığı için bulunamamıştı. Burada faillerin kim olursa olsun hesap vermesini sağlamanın yanında bir daha böyle kazalar olmaması için neler yapmalıyız sorusunu sormalıyız. Hepimiz özeleştiri yapmalıyız. İşverenlerin dizginlenemeyen kar hırsları, sendikaların ve sendikacıların yeterince duyarlı olmayışı, özenli denetim yapmayan kamu görevlileri, bu konularla ilgili aydınlar ve akademisyenler, işçi maliyetlerini düşürmek için taşeronlaştırmayı yaygınlaştıran Hükümetler ve ilgili Bakanlıklar özeleştiri yapmalıdır.

Vahşi kapitalizmin işçinin kanı üzerinden büyüdüğü 1850'li yılları bugün yaşamak zorunda değiliz. 1900'lü yıllarda çocukları bedenleri küçük olduğu için maden ocaklarında çalıştıran Batı'nın, zalim koşullarını bugün yaşamak istemiyoruz. İş kazalarında vefat eden emekçilerin üstünü toprakla örterken diğer taraftan da olayların üstünün örtülmesini istemiyoruz. İstediğimiz çağdaş dünyanın öngördüğü insan onuruna yaraşır bir çalışma hayatı.

Haberin kaynağı için: http://yenisafak.com.tr:999/yorum-haber/maden-kazasiyla-kaybettiklerimiz-19.05.2014-648465

Bu haber toplam 541 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim