• İstanbul 19 °C
  • Ankara 21 °C

“TÜRK EDEBİYATININ DÜNYA EDEBİYATINA DA ETKİSİ TABİİ Kİ VARDIR”

“TÜRK EDEBİYATININ DÜNYA EDEBİYATINA DA ETKİSİ TABİİ Kİ VARDIR”

Röp. Mehmet Kurtoğlu

 

Eşrefoğlu Rumi Ödülü’ne Kazakistanlı Akushtap Baktygareeva :

-Şair olarak Eşrefoğlu Rumi Büyük ödülünü aldınız. Edebiyatın içinde olanlar sizi elbette tanıyor ama Türk okuyucu için kendinizi tanıtır mısınız?

-Bursa şehrinde düzenlenen ‘Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni’nın 30.Yılında’ya davet edip ‘Eşrefoğlu Rumi’ Büyük Ödülü’nü verdiği için Türkiye Yazarlarına çok teşekkür ederim. Türkçe Edebiyat dünyasında kadın için yazarlık zor oluyor. Ben işte böyle bir zor yazarlık yolunu seçen Kazak kızlarından birisiyim. Atayurdumun bozkırlarını şiire yazdım, neslimin beşiğini salladım- böylece çift yüklü yolu seçtim. Bu benim kaderim, Allah’ın verdiği hediyesi diye kabul ettim.

-Şiir dışında edebiyatın diğer dallarında da eserleriniz bulunmaktadır. Edebiyat hayatının içinde olan biri olarak bu sanat dalları içinde kendinizi nerede konumlandırıyorsunuz?

-Ben şairim. Toplumsal sorular konusunda makaleler de yazıyorum. Yabancı dillerden çevirmelerim de var.

-Şiire nasıl başladınız, şiir serüveniniz anlatır mısınız?

-Şiir yazmama sebep olan ulusal sözlü edebiyat, destanlar ve atasözleri bilen ve beni büyüten Babaannem. İkincisi de babamın sevgisi.


Yatmadım ana koynunda,
Aş yemedim gelmeden sen.
 Kıllarım dışta boynunda,
 Evde inmedim dizinden.


 Çifteli tüfeğin vardı,
 El sürmedim bir kez bile.
 Apak karda izlerin kaldı,
 Ava gitmedim seninle.

Oğlan almadığım pişmanlığım.

-Kazakistanlı bir şair olarak Türk edebiyatını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kazakistan edebiyatıyla Türk edebiyatıyla bir kıyaslama yapar mısınız?  Türk dünyasının bugünkü dünya edebiyatındaki yerini nasıl görüyorsunuz?

-Türk dünyasının Edebiyatının Nizami, Rudaki, Nazım Hikmet gibi büyük yazarların şiirlerini ezberledik, çevirdik ve okuyup büyüdük. Eski destanlarımız da benzer. Ferhat ve Şirin Kazakçada Kozı Korpeş ve Bayan Sulu. Hayatımız, gelenekler, tarihimiz benzer olduğundan şiirlerimiz de aynı geliyor. Türk edebiyatının Dünya edebiyatına da etkisi tabii ki vardır.

-Her şairin kendine has anlayışı vardır. Bu bağlamda şiirinizi ve poetikanızı öğrenebilir miyiz?

-Ben şiirlerim üzerinden insanlarda merhamet ve hayırlık yetiştirmek istiyorum. Çünkü ben kendi “Anne- Şair” borcumu böyle anlıyorum. Anneyi onurlamak (sevmek), ana sütüne sadık olmayı terfi etmek benim için genel sloganım diye biliyorum.

-Şiirinizi herhangi bir anlayışı dâhil ediyor musunuz? Bir şair olarak kendinizi bağlı hissettiğiniz bir şiir ekolü var mıdır?

-Benim poetikam nazik, melodik tür okuluna yakın. Melodik ve ses uyumunu seviyorum.

-Yazarlar Birliğinin Bursa’da yapmış olduğu ‘Türkçe'nin Uluslararası Şiir Şöleni’nde Eşrefoğlu Rumi Büyük ödülünü aldınız. Bu konuda neler söylersiniz?

-Türkiye Yazarlar Birliği tarafından uygulanan Bursa şehrinde gerçekleşen ‘Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni’ çok haysiyetli onurlu olay oldu. Organizasyon liderleri tarafından bana gösterilen en büyük saygı ‘Eşrefoğlu Rumi Büyük ödülü’nün bana verdikleri.

-Bu ödülü almadan önce Eşrefoğlu Rumi hakkında bir bilginiz var mıydı? Onun şiiriyle kendi şiiriniz arasında bir değerlendirme yapar mısınız?

-Eşrefoğlu Rumi XV. yüzyılında yaşadığını, gerçek ismi Abdullah olduğunu, ilime büyüdüğünde başladığını, ileri düşünceli, şair olduğunu tarihten biliyorum. Farisi şairi XIII.  Yüzyılda yaşayan Celalettin Rumi hakkında da bilgilerim vardır. Eşref dini yolunu tuttuğundan oğlu da o yolu seçmiştir. Asırı çok uzak olduğundan Kazak okuyucuları onu o kadar iyi bilmiyor. Fakat bizim aşk lirikasında Tasavvuf (Sufizm) akımı var. Bu taraftan benim de şiirlerim Rumi şiirlerine yakın geliyor.

-Bildiğim kadarıyla otuz yıl önce Bursa’da Türkçe’nin uluslararası şiir şöleninin ilkine katılmışsınız. Otuz yıl aradan sonra aynı şiir şöleninde sisi görüyoruz. Türkiye Yazarlar Birliği’nin iki yılda bir yapmış olduğu ‘Türkçe'nin Uluslararası Şiir Şöleni’ hakkında neler söylersiniz?

-Evet, zaman o kadar hızlı geçiyor ki. Bursa’da 30 yıl önce geçen Şiir şöleninde ben de katılmıştım. O zamanda önümüzde büyük ağalarımız vardı. Ne yazık ki bugün birazı aramızda yok. Tumanbay Moldagaliyev adlı Kazak büyük Şairi ödül almıştı geçen şölende. Sezai Karakoç da yok (vefat etmiş). 
Bu yolculuk benim için çok şanslı oldu. Ödül alacağımı hiç düşünmemiştim. Geçen sene ‘Ana Sırrı’ kitabım Türk dilinde yayınlandığı çok iyi oldu. Bursa havası üç gün şarkı ve şiirle doldu. Kardeş şairlerle görüşebildik, kızlarla konuştuk. Gerçekten biz Türk dünyası şiirinde azınlıktayız. Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, Genel Sekreteri Mehmet Kurtoğlu, TYB İstanbul şubesinin Başkanı Mahmut Bıyıklı gibi yazarları dinledim. Yazarlar Mehmet Doğan ve Metin Ünal Mengüşoğlu bana Eşrefoğlu Rumi ödülünü sunduğu an çok duygulandım. “Şair-Ana” olarak ruhani yük taşıyan hayatımın tatlı anılarını hissettim, akrabalık sıcak saygıyı, şaire ve anaya saygı gösteren kardeşliği hissettim. O yüzden hepinize çok teşekkürler ederim. Esen kalınız. Araya 30 yıl geçirip bu Şölene katılmak Allah’ın bir buyruğu diye kabul ediyorum. Ben bugüne yetiştiğim için kaderime razıyım. O Şölene katılan Kosovalı gencecik şair İskender ile görüştüm. Yaşına göre değişmemiş. Çok şeyler hatırama geliyor. Egemenliği kazanıp kardeş şair-yazarlarla kavuşmuştuk. Bu büyük tarihi bir olay. TYB önemli faaliyette bulunmaktadır. 

-Otuz yıl önceki Bursa ile bugünkü Bursa’yı nasıl gördünüz. Şehir sizde nasıl bir duygu yarattı?

-Bursa bugünlerde çok gelişmiş, büyümüş ve çağdaş nitelikleri kazanmıştır. Dağdan baktığımda şehrin mimarına ve doğal güzelliğine sevindim. Tarihi eserleri koruyup bugüne kadar yetiştirebilen şehir yöneticileri adına çok sevindim. Tarihi Çınar ağacı bugüne kadar yetiştirilmesi bir sanattır. O türbeler büyük tarihimizin izi hala saklanmıştır. Camileri ruhani temizliğe ve iyiliğe yol açan Tarihe hitap eden şehir Bursa’dır.

-Bildiğim kadarıyla yurt dışından da olsa Türkiye Yazarlar Birliği’nin faaliyetleri içinde bulunmuş birisiniz. Zaman zaman TYB’nin etkinliklerinde sizi görüyoruz. Bu bağlamda Türkiye Yazarlar Birliğinin kültür hayatımızdaki yeri hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?

-Türkiye Yazarlar Birliği büyük etkinlik düzenlemekte. Yazarlarımızın eserlerini dünya okuyucularına sevk etme yolunda çabalar gösterilmesini ve ilişkilerimizin daha gelişmesini isterim. Kazak okuyucularına Türkiye yazarlarının eserleri geniş bir şekilde yayılmasının isterim. Yurdumuz esen, milliyetimiz barışta olsun istediğimiz. Her şey yolunda olacağına inanıyorum. Kardeş kalemdaşlarıma yaratıcı başarılar dilerim. Gelecek Şiir Şöleninde Türk milletinin kadınları başarılı olmasını diliyorum. Ana olarak Dünyada huzur olmasını ve nesillerimizin akıllı olmasını arzu ediyorum. 

-Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

-Bana bu imkânı verdiğiniz teşekkür ederim

 

 

 

Bu haber toplam 352 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim