Türk düşünce geleneğinin en geniş kanallarından biri Osmanlı entelektüel geleneğidirşüphesiz. Kelâm, tasavvuf ve felsefe üzerine kurulan bir terkip içinde seyretmiş olan Osmanlı entelektüel geleneği vaktin tüm öznel hâllerine düşmekten de kelâm- tasavvuf ve felsefe üzere oluşturulmuş bu terkip sayesinde kurtulmuştur. Osmanlı entelektüel hayatı, Türk entelektüel tarihi içinde zaman ve mekân farklılıklarına rağmen düşüncenin geçtiği yolları daima canlılığıyla yaşatmış olduğu için Türk düşüncesinin en geniş kanallarından biridir ve Türk düşünce mecrasını besleyen diğer tüm kolları da içinde mündemiçtir.
Selçuklu’dan teşekkül ederek Osmanlı’da kemâle erdi
Çok değerli akademisyen Fatih M. Şeker Hoca’nın güzide çalışmalarından biri olan Osmanlı Entelektüel Geleneğikitabı bizlere Türk entelektüel birikimini Osmanlı entelektüel birikimi üzerinden etraflıca aktarıyor. Fatih M. Şeker Hoca, Osmanlı düşüncesinin ana omurgasını teşkil eden felsefe-kelâm ve tasavvufun, tarih sahasında sosyal, kültürel ve siyasi zeminde birbirleriyle olan ilişkisini araştırarak dikkatlerimize sunuyor. Osmanlı entelektüel geleneğini bir tekel olarak görmüyor Fatih Şeker. Selçuklu’da teşekkül ederek Osmanlı’da kemâle eren Türk entelektüel hayatının sergüzeştini parçalarıyla inceliyor. Bu incelemeden anlıyoruz ki; Türk entelektüel geleneği aynı çekirdeğin etrafındaki meyve gibi. Fatih M. Şeker’in ifadesiyle Türk entelektüel geleneği Türkistan havzasında filizlenmiş, Selçuklu ikliminde meyveye durmuş ve Osmanlı coğrafyasında meyveler devşirilmiş bir gelenek.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/17957/turklerin-hayatina-tasavvuf-sekil-verdi.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.