Türkiye Yazarlar Birliği'nin Cumartesi Sohbetlerinde bu hafta Cengiz Karataşa'ın hazırladığı, Yrd. Doç. Dr. İbrahim Ethem Arıoğlu sunduğu "Somut Olmayan Kültürel Miras" kavramı üzerine konuşuldu.
Somut Olmayan Kültürel Miras Kavramı
Kültür, hayatın maddi ve manevi unsurlarından oluşmaktadır. İnsanoğlunun hayat karşısında ortaya koyduğu bakış, duruş, yol ve yöntemler sosyal çevre ve şartlara göre biçim alarak ulusların kendilerine has özellikleri olan halk kültürünü ve bu kültüre ait geleneklerini oluşturur
Halk Kültürü; ortak kimlik, duygu ve aidiyet duygusu gibi özellikleri ile kendisini gösteren kültürel miras ve bu mirasın kodlarıyla oluşan kültürel belleğin bir unsurudur. Halkın doğumdan ölüme hayatın her safhasında gerçekleştirdiği gelenek, görenek ve adetler, toplumsal uygulama ve törenler kültürel kimliğimizin yaşatıdığı, öğrenildiği ve aktarıldığı dönemlerdir.
Dünyada halk bilimi (folklore) üzerine yapılan çalışmaların yani foklor (halk bilimi) teriminin ilk kullanımının 19. Yüzyılda başladığını görmekteyiz. Özellikle İngiltere, Almanya ve Finlandiya gibi ülkeler kendilerine ait kültürün yani milli kimliklerini meydana getiren milli külütürün ve bu culture ait değerlerin, unsurların yani halk kültürünün araştırılması ve derlenmesi çalışmalarına başlamışlardır.
Halk bilimi (folklore) çalışmalarıın ise bizde 20 yüzyılın başlarından itbaren daha sistemli bir şekilde gündemimize girdiğini ve yeni bir ilim dalı olarak çalışmaların yapıldığını görmekteyiz. O dönemde Fuat Köprülü, Rıza Tevfik, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Vefik Paşa, Ebüzziya Tevfik, Ziya Gökalp bu alanda çalışmalar yapan kimseler olarak dikkat çekmektedir.
Cumhuriyetle birlikte kurumsal çalışmaların hızla arttığını görmekteyiz. 1920 yılımda Ankara’da Maarif Vekaleti’ne bağlı olarak “Hars Dairesi” kurulmuştur. Halk kültür üzerine derleme faaliyetleri de bir anlamda başlamıştır. 1924 yılında İstanbul Üniversitesinde Türkiyat Enstitüsü, 1927’de Etnografya Müzesi, yine 1927’de Türk Halk Bilgisi Derneği, 1930 yılında Türk Dilini Tetkik Cemiyeti ve Türk Tarihini Tetkik Cemiyeti kurulmuştur. Yine Türk Ocakları ve Halk Evleri gibi derneklerde kültür alanında çalışmalar yapılmıştır.
Ülkemiz 2006 yılında UNESCO “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi”ne resmen taraf olmuştur. “Toplulukların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekânlar” şeklinde tanımlanan somut olmayan kültürel miras kavramının alanları sözleşmede beş başlık altında toplanmıştır. Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) ile ilgili iş ve işlemlerin (politikaların) ülkemizdeki uygulayıcı yani icracı birimi Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğüdür.
Ülkemiz 2006 yılında UNESCO “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi”ne resmen taraf olmuştur. “Toplulukların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekânlar” şeklinde tanımlanan somut olmayan kültürel miras kavramının alanları sözleşmede beş başlık altında toplanmıştır. Bu başlıklardan birisi de “El Sanatları Geleneği”dir.
Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) ile ilgili iş ve işlemlerin (politikaların) ülkemizdeki uygulayıcı yani icracı birimi Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğüdür.
Somut Olmayan Kültürel Miras Kavramı
Somut Olmayan Kültürel Miras kavramı, 2003 yılında UNESCO’nun Genel Kurulu’nda kabul edilmesi ile uluslararası alanda sonrasında ise 2006 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen kanunla ülkemizin sözleşmeye taraf olmasıyla gündeme giren bir konu olarak dikkat çekmektedir.
UNESCO’nun sözleşmesinin 2. maddesinde (Ekici, vd. 2011:1) ; “toplulukların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekânlar” biçiminde tanımlanan kavram halk kültürü çalışmalarına yeni bir boyut ve bakışı da böylece beraberinde getirmiştir. Maddenin devamında ise, “kuşaktan kuşağa aktarılan bu miras, toplulukların ve grupların çevreleriyle, doğayla ve tarihleriyle etkileşimlerine bağlı olarak, sürekli biçimde yeniden yaratılır ve bu onlara kimlik ve devamlılık duygusu verir; böylece kültürel çeşitliliğe ve insan yaratıcılığına duyulan saygıya katkıda bulunur” denilerek kavramın alanı üzerine tanımlama yapılmıştır
Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi
1946 yılında kurulan ve kısa adı UNESCO olan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı, kültürel çeşitliliğin korunması ve desteklenmesini temel ilke olarak benimsemiştir. Konu ile ilgili olarak önce 1972 yılında ülkemizin de içinde yer aldığı 20 ülke ile birlikte “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi” imzalanmış ardından ülkemiz 17 Ekim 2003 tarihinde Paris’te düzenlenen UNESCO 32. Genel Konferansı’nda “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi”ni kabul etmiştir. Sözleşmenin 19 Ocak 2006 tarihinde TBMM tarafından da kabul edilmesinin ardından Türkiye, Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmesine, 27 Mart 2006 tarihinde resmen taraf olmuştur Böylece kavram üzerine çalışmalar bu tarihten sonra başlamıştır.
Somut Olmayan Kültürel Mirasın (SOKÜM) ülkemizdeki icracı birimi Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü’dür. Adı geçen Genel Müdürlük Somut Olmayan Kültürel Miras çalışmalarını üniversiteler, araştırma merkezleri/enstitüler, Sivil Toplum Kuruluşları ve bizzat SOKÜM taşıyıcıları ile birlikte yılda belirli aralıklarla toplanan “Uzmanlar Komisyonu” danışmanlığında yürütmektedir. Bakanlık, somut olmayan kültürel mirasın korunması sözleşmesinin amaçları doğrultusunda faaliyetlerine başlamış ve halen devam etmektedir.
Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesinin amaçları;
- Somut olmayan kültürel mirası korumak,
- Somut olmayan kültürel mirasın taşıyıcısı konumundaki toplulukların, grupların ve bireylerin somut olmayan kültürel mirasına saygı göstermek,
- Somut olmayan kültürel mirasın önemi konusunda yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde duyarlılığı arttırmak ve karşılıklı değerbilirliği sağlamak
- Uluslar arası işbirliği ve yardımlaşmayı sağlamak olarak belirtilmektedir.
Somut Olmayan Kültürel Miras Alanları
Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’nin Temel Koruma Perspektifi ve Uygulamaları alt başlığında somut olmayan kültürel mirasın alanları sözleşmede yer aldığı şekliyle
- Somut olmayan kültürel mirasın aktarılmasında taşıyıcı işlevi gören dille birlikte sözlü gelenekler ve anlatımlar (destanlar, efsaneler, halk hikayeleri, atasözleri, masallar, fıkralar vb.),
- Gösteri sanatları (karagöz, meddah, kukla, halk tiyatrosu vb.),
- Toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler (nişan, düğün, doğum, nevruz, vb. kutlamaları),
- Doğa ve evrenle ilgili bilgi ve uygulamalar (geleneksel yemekler, halk hekimliği, halk takvimi, halk meteorolojisi vb.),
- El sanatları geleneği (dokumacılık, nazar boncuğu, telkâri, bakırcılık, halk mimarisi, vb.), olarak beş başlık altında toplanmıştır (
Somut Olmayan Kültürel Miras Envanterleme Çalışmaları
Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmenin 2. Maddesine göre “koruma” terimi, somut olmayan kültürel mirasın yaşabilirliğini güvence altına alma anlamına gelmekte ve bu kavram:
- Kimlik saptaması,
- Belgeleme,
- Araştırma,
- Muhafaza,
- Koruma,
- Geliştirme,
- Güçlendirme,
- Okul içi ya da okul dışı eğitim aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarma,
- Kültürel mirasın değişik yanlarının canlandırılması
gibi yöntemleri içermektedir.
Bu nedenle, taraf devletlere yüklenen sorumluluk, somut olmayan kültürel miras unsurlarını korumak amacıyla toprakları üzerindeki somut olmayan kültürel miras envanterinin oluşturulmasıdır. Sözleşmede envanterler için bir standart belirtilmemiş, her taraf devletin kendi somut olmayan kültürel miras unsurlarına yönelik envanter sistemini oluşturulması öngörülmüştür. Sözleşmeye göre, her taraf devlet korumak için tespit amacıyla kendi toprağı üzerindeki somut olmayan kültürel miras envanterini, kendi durumuna uygun olacak biçimde hazırlar. Bu envanter/leri düzenli olarak güncelleştirilir Görüldüğü gibi kavram üzerine korumaya yönelik çalışmaların çok yönlü olarak ele alındığını söyleyebiliriz.
Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, ilgili Sivil Toplum Kuruluşu, akademisyen, gelenek taşıyıcıları ve aktarıcılarından oluşan bir komisyon oluşturularak Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri ve Yaşayan İnsan Hazineleri Ulusal Envanteri oluşturmuştur
Ülkemizde envanter çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Uzmanlar Komisyonu ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüklerinin koordinasyonunda illerde oluşturulan il tespit komisyonları aracılığıyla yürütülmektedir
Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesinin Uygulanması
Somut Olmayan Kültürel Miras sözleşmesinin uygulanması Ulusal ve Uluslararası düzey olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır.
- Ulusal Düzeyde Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması (Envanterler)
- Yaşayan İnsan Hazineleri (YİH) Türkiye Ulusal Envanteri
- SOKÜM Türkiye Ulusal Envanteri
- Uluslararası Düzeyde Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması
- İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi
- Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi
- Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Programları, Projeleri ve Etkinlikleri (Fonlar ve En İyi Uygulamalar)
Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanteri
Yılda en az iki defa toplanan Uzmanlar Komisyonu, önerilen adayları değerlendirmekte ve gerekli kriterleri taşıyan adayların YİH ilan edilmesi yönünde karar almaktadır. Yaşayan insan hazineleri olarak tespit edilen halk kültürünün çeşitli alanlarındaki icracı, gelenek yaşatıcısı ustalar olarak aşağıdaki listede isimleri yer alan kişiler “Yaşayan İnsan Hazinesi” ünvanına sahip olmuşlardır. 2008 yılı yaşayan insan hazinesi seçilenler 14 Ocak 2010 tarihinde, 2009 yılı yaşayan insan hazinesi seçilenler 26 Kasım 2010 tarihinde ve 2010 yılı yaşayan insan hazinesi seçilenler ise 11 Eylül 2012 tarihinde İstanbul’da törenle ilan edilmişlerdir.
2008 Yılı Yaşayan İnsan Hazineleri
Tacettin DİKER (Gölge Tiyatrosu – Karagöz Sanatçısı)
Orhan KURT (Gölge Tiyatrosu – Karagöz Sanatçısı)
Metin ÖZLEN (Gölge Tiyatrosu – Karagöz Sanatçısı)
Mehmet GİRGİÇ (Keçe Ustası)
Hayri DEV (Çam Düdüğü Yapım ve İcracısı)
Sıtkı OLÇAR (Türk Çini ve Seramik Ustası) (1948-2010)
Şeref TAŞLIOVA (Aşık) (1938-2014)
2009 Yılı Yaşayan İnsan Hazineleri
Yaşar GÜÇ (Hortlatma Kaval-Dilli Dilsiz Kaval Yapımcısı ve İcracısı)
Emine KARADAYI (Dokumacılık ve Doğal Boyamacılık Ustası)
Zakir Veli AYKUT (Dertli Divani) (Zakir)
Bekir TEKELİ (Saz ve Bağlama Yapımcısı) (1932-2013)
M. Uğur DERMAN (Kitap Sanatçısı)
Hasan ÇELEBİ (Hattat)
Mehmet GÜRSOY (Çini Sanatçısı)
Fuat BAŞAR (Ebru Sanatçısı)
Neşet ERTAŞ (Halk Ozanı) (1938-2012)
2010 Yılı Yaşayan İnsan Hazineleri
Cemil KIZILKAYA (Ahşap Baskı – Yazma Ustası)
Mahmut SÜR (Nazar Boncuğu Ustası)
Tahsin KALENDER (Ahlat Yöresi Taş Ustası)
İrfan ŞAHİN (Kispet Ustası)
İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi
Somut olmayan kültürel mirası daha gözle görülür kılmak, önemi konusunda bilinçlenmeyi sağlamak ve kültürel çeşitliliğe saygı içinde diyalogu desteklemek için, Taraf Devletlerin teklifi üzerine, insanlığın somut olmayan kültürel mirasının temsili bir listesi hazırlanır, güncellenir ve yayımlanır.
Sözleşme yürürlüğe girmeden ilan edilmiş olan İnsanlığın Sözlü ve Somut Olmayan Kültürel Mirasının Başyapıtları, 2008 yılında “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi”ne dahil edilmiştir.
İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesine dâhil edilen Unsurlar:
- Meddahlık (2003)
- Mevlevi Sema Törenleri’ (2005) dir.
2009 Yılı İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesindeki Unsurlar:
- Aşıklık
- Karagöz
- Nevruz’dur. Nevruz dosyası, Azerbaycan, Hindistan, İran, Kırgızistan, Pakistan, Özbekistan ile ortak dosya olarak hazırlanmıştır.
2010 Yılı İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesindeki Unsurlar:
- Geleneksel Sohbet Toplantıları
- Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali
- Alevi - Bektaşi Ritüeli, Semah
2011 Yılı İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesindeki Unsur ise:
UNESCO tarafından 2011 yılı Kasım ayında alınan karar uyarınca Taraf Devletlerin her yıl sadece bir tekli dosya sunabilecekleri karara bağlanmıştır. Bu sebeple, 2011 yılından itibaren İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından tek bir dosya olarak:
- Tören Keşkeği Geleneği hazırlanarak sunulmuştur.
2012 Yılı İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesindeki Unsur:
- Mesir Macunu Festivali
2013 Yılı İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesindeki Unsur:
-Türk Kahvesi
2014 Yılı İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesindeki Unsur:
-Ebru Sanatı’dır.
Ülkemiz kültür değerleri açısından zengin bir yapıya sahip olduğundan Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri’ne kaydedilmeyi bekleyen pek çok değere sahiptir. Şu ana kadar 12 unsur İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine milli unsur olarak kaydettirilmiş ve pek çok unsur da kaydedilmeyi beklemektedir. Listeye kaydedilmeyi bekleyen unsurlar ile ilgili bilgilere Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü’nün resmi web sayfası adresinden ulaşılabilir.
Yaşayan İnsan Hazinesi Ulusal Envanterinde Yer Alan Geleneksel El Sanatları
Yaşayan İnsan Hazineleri; somut olmayan kültürel mirasın belli unsurlarını yeniden yaratmak ve yorumlamak açısından gerekli bilgi ve beceriye yüksek düzeyde sahip kişileri kapsamaktadır. Bu bağlamda, sözleşme kapsamında Yaşayan İnsan Hazineleri Ulusal Envanteri oluşturulmuş ve yaşayan insan hazineler belirlenmiştir. Belirlenen kişilere, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen bir törenle plaket takdimi, para ödülü verilmiştir. 2015 yılına kadar, 2008 yılında 7, 2009 yılında 9 ve 2010 yılında da 4 kişi Yaşayan İnsan Hazinesi olarak ilan edilmiştir. Bu kişilerden 17 kişinin Geleneksel El Sanatı ile uğraşan kişiler olması ayrıca dikkat çekici bir husustur. Bu kişiler;
- Mehmet GİRGİÇ – Keçe Ustası
- Hayri DEV – Çam Düdüğü Yapımcısı ve İcracısı
- Sıtkı OLÇAR – Türk Çini ve Seramik Ustası
- Yaşar GÜÇ – Hortlatma Kaval-Dilli Dilsiz Kaval Yapımcısı ve İcracısı
- Emine KARADAYI-Dokumacılık ve Doğal Boyamacılık Ustası
- Bekir TEKELİ – Saz ve Bağlama Yapım Ustası
- M. Uğur DERMAN – Kitap Sanatçısı
- Hasan ÇELEBİ – Hat Sanatçısı
- Mehmet GÜRSOY – Çini Ustası
- Fuat BAŞAR – Ebru Sanatçısı
- Cemil KIZILKAYA – Ahşap Baskı-Yazma Ustası
- İrfan ŞAHİN – Kispet Ustası
- Mahmut SÜR – Nazar Boncuğu Ustası
- Tahsin KALENDER – Ahlat Yöresi Taş Ustası
Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz;
Ülkemiz halk kültürü ve kültürel değerler potansiyeli yönüyle önemli bir yere sahiptir. Geçmişten günümüze zengin bir değerler bütünü oluşturan halk kültürü gelenekleri, ortak tarafları olan; bir hissediş, dünya görüşü, sanat anlayışı, hayatı anlamlandırma, maddeye ruh verme gibi halkın estetik ve duygularına tercümanlık yapmıştır. Kültürün en önemli unsurlarından birisi de halk kültürüdür. Bir ulusun kültürel potansiyeli yüzyıllar ötesinden kuşaktan kuşağa aktarılarak ve öğrenilerek gelen zenginliği ve birikimi ile ölçülebilir. Böylece sahip olunan zenginlik kültürel mirası meydana getirir. Bireylerin ulusal kimliği kazanmalarında halk kültürü ve bu kültüre ait değerlerin yeri büyüktür. Küreselleşme, teknolojik gelişmelerin ulusal kültüre olan olumsuz etkileri bu değerlerin korunması, yaşatılması ve geleceğe taşınması çalışmalarını da beraberinde getirmektedir.
Halk kültürü çalışmalarında derleme, yaşatma, koruma, sürdürülebilme ve geleceğe taşıma adına çalışmaların daha planlı ve programlı yapılması konusunda da resmi kurumlara, sivil toplum kuruluşlarına ve yerel yönetimlere ve üniversitelere görevler düşmektedir.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.