Suriye krizi birçok şehir efsanesini de beraberinde getirdi. Krizin başından itibaren yoğun bir propaganda savaşının yürütüldüğü herkes tarafından bilinir. Bu propagandanın önemli bir parçası, insanların hassas noktalarına oynarcasına efsaneler üretmekti. Bu efsanelerin bir kısmı, Suriye krizinden doğrudan etkilenen sınır illerinde; diğer bir kısmı ise Türkiye'deki Baas silahşörlerinin işgal ettikleri köşeler veya sosyal medya yoluyla yayıldı. Hepsinin ortak özelliği gerçeklikle bağlantısı olmaması ve çoğu zaman rasyonalite rafa kaldırılarak hunharca kamuoyuna yayılmasıydı.
Hiç unutmam Türkiye'de Suriyeliler için kamplar kurulduktan kısa bir süre sonra özellikle İran medyasının yaydığı, bizim Baasçıların da üstüne atladığı bir iddia 17 tane Suriyeli kadının kamplarda gayrimeşru çocuk doğurduğuydu. Amaç fedakar kamp görevlilerine kara çalmak, iftira atmaktı. Yalnız garip bir şekilde es geçtikleri konu, kamplar açılalı daha üç dört ay olduğuydu. Yani Baas propaganda aygıtı, biyolojiye, tıpa ve tüm ilgili bilimlere meydan okuyordu. Üç senede on binlerce Suriyeliyi katleden Baas zihniyeti, üç ayda çocuk doğurtuyordu.
Yazının devamı için: http://www.aksam.com.tr/yazarlar/ufuk-ulutas/turkiye-suriye-ve-efsaneler/haber-300642































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.