Her 1 Mayıs’tan sonra yapılan tartışmalara biraz mesafe koyup, meseleye farklı bir yerden bakınca emeğin meselelerini daha doğru değerlendirme imkânı bulabiliriz.
Sanayi çağına girmekte gecikmiş, sanayi devriminin şartlarını ancak 2000’li yıllarda yaşamaya başlamış bir ülkenin en önemli sorunu, sanayi toplumunun, endüstriyel ilişkilerin, sanayi ekonomisinin düşünce biçimine, rasyonalitesine ve “analitik aklına” sahip olma sorunudur. Bu meselede, bilhassa sanayileşme konusunda, ekonomik gelişme hususunda başarılı olamamış siyasal elitlerin, bugün kaybetmekte oldukları iktidardan dolayı, hırçınlık duyduklarını ve bunu başka alanlarda tahkim etme arayışına girdiklerini unutmamak gerekir.
EGEMEN İDEOLOJİDEN KOPMAK ZOR MU?
Türkiye’nin siyasal elitleri ve onların ideolojik arayışı, bu süreçte tipik bir örnek oluşturmaktadır. Cumhuriyet döneminde uzunca bir süre, ülkenin sanayileşme/kalkınma sorununu çözmekte yetersiz kalan iktidar elitlerinin, toplumu yönetme, denetim altında tutmak için daha fazla bürokratize edici “devletçilik yöntemine” başvurdukları bilinmektedir.
Yazının devamı için: http://www.aksam.com.tr/yazarlar/vedat-bilgin/isciler-kimin-vesayetinde/haber-305126































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.