İnsan davranışlarının arkasında zihniyet dünyası, onun arkasında ise tarih, kültür ve içinde bulunulan toplumsal grubun bu süreçlerle kurduğu ilişki ve durduğu yer bulunmaktadır. Tarihselliği ve toplumsal değişmeleri hesaba katmadan, topluluk, cemaat ve grupların varlıklarını ve davranışlarını anlamak mümkün değildir. Çünkü hangi dine, hangi inanca mensup olursa olsun insan dini bir kültür içinden, belli bir grubun üyesi olarak öğrenir ve yaşar ki bu mesele dinin ilahiyatın dışında kalan bir boyutunu, davranışlarla ilgili yönünü oluşturur.
Değerli ilahiyatçı, dostum Prof. Dr. İlhami Güler meselenin iki boyutunun da farkında olan ciddi bir düşünce adamıdır. İlhami hoca yakın zamanda “Kayıt dışı siyaset, kayıt dışı din, kayıt dışı ekonomi” başlığıyla kaleme aldığı, yayınladığı yazısında, daha çok son zamanlarda yaşanan cemaat/siyaset bağlamındaki anlayışı analiz etmektedir.
Bilginin kaynağı
Hocanın şu tespiti, meselenin epistemolojisini ortaya koymak bakımından fevkalade önemlidir:“Otorite bakımından âlimler, peygamberlerin “sivil” varisleridir, içtihatları delile dayalı olarak kabule ve redde açıktır.”
Yazının devamı için: http://www.aksam.com.tr/yazarlar/vedat-bilgin/islam-bilgi-ve-demokratik-tutum/haber-300395































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.