• İstanbul 12 °C
  • Ankara 9 °C
  • İzmir 13 °C
  • Konya 7 °C
  • Sakarya 12 °C
  • Şanlıurfa 18 °C
  • Trabzon 13 °C
  • Gaziantep 11 °C
  • Bolu 9 °C
  • Bursa 12 °C

Veren Allah, Alır Canı

Veren Allah, Alır Canı

Gitmek. Ama bir ayağını, bir gözünü yola çıktığın topraklarda bırakarak gitmek. Yani ceketi almadan gitmek. Bir pergel misali dünya üzerinde yay çizmek. Yaptığı programı da bunun için sevmiştik muhtemelen. Her hafta ekran başına yapışıp ulusca seyretmemiz bundandı. Dünyayı geziyordu ama bir Anadolulu gibi geziyordu. TRT’de yayınlanan bu programının adını da “Dönence” koymuştu. Hani şu sözlerini kendi yazdığı, müziğini bas gitarist Ahmet Güvenç’in yaptığı o olağanüstü şarkının adı olan “Dönence”.

Şöyleydi ya bazı sözleri:

Kupkuru bir ağacın dalıyım yapayalnız / Uzaklarda bir yerlerde bir şeyler kök salıyor
Biliyorum

Benim Barış Abi ile tanışmam, seksenli yılların başlarında gerçekleşmişti. Dört beş yaşlarımda, oturup yere kibrit çöpleriyle Barış Manço resmi çizmek, en sevdiğim eğlence ve oyalanma metodumdu. Hatta misafirliğe gittiğimiz zamanlar bile (ki o zaman aileler birbirine sık sık misafirliğe giderdi) “kippit- kippit!” diye tutturur, “Başmanço Başmanço!” diye ortalığı velveleye verir ve sonunda emelime ulaşınca, yere oturup bu figürü yapmaya koyulurdum. Annemin utanıp, zor durumda kaldığı çok zamanlar olmuştu. Düşünsenize, vasati kırk çöpün kırkı da dağılmış bir şekilde yerlerde olurdu, ve benim bu takıntılı durumum, uzun bir süre devam etmişti.

Birkaç yıl sonra, yani lüneparklarda sabahtan akşama kadar Rocky’nin film müziği “Eye of the Tiger” şarkısının bangır bangır çaldığı, bakkalların para üzeri olarak çiklet verdiği o seksenli yılların ortalarını kastediyorum, babamın elinden tutmuş, o zaman Türkiye’nin en gürültülü ve keşmekeş semti Topkapı’nın içinden yürüyerek geçtiğimizi hatırlıyorum. Birçok şarkının aynı anda çalarak oluşturduğu müzik kirliliği arasından süzülerek kulağıma ulaşan bir billur ses ile birden babama dönüp; “Barış Manço’nun kasedini alalım mı?” diye sormuştum. Babam da, yüzüme tebessümle bakarak “Tamam da oğlum, bizim evde teyp yok ki” şeklinde cevap vermişti. Ama ben ısrar edince, kaset satan o daracık, kalabalık dükkana girip bir albümünü almıştık. Lakin babam haklıydı. Şimdi bu kasedi nasıl dinleyecektim? Eve varınca annem komşunun kapısını çaldı ve durumu anlattı. Böylece yan komşumuzun evlerine girip teyplerine kasedi takarak, tek başıma dinlediğimi bilirim.

Devamı: http://www.izdiham.com/veren-allah-alir-cani/

Bu haber toplam 944 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim