İnsana sınırlı bir vakit olarak bahşedilen ömrün her dakikası ne kadar kıymetli. İnsanoğlunun öldürecek, boşa geçirecek bir saniyesi bile yok. Belki rutin olarak yaptığı işlere bir miktar ara vererek, yine yararlı başka işler ve faaliyetler yaparak hem yenilenmek hem de dinlenmek mümkün. Erhan Erken yazdı..
Değerli Dünya Bizim dostları,
Haziran ayı genelde okullların sona erişi, karnelerin alınması, lise ve üniversite giriş sınavlarının sonu ile birlikte yaz rehavetinin başladığı bir dönem. İş yerlerinde de yıllık izinlerin başlangıcı yine Haziran ayının sonu ile birlikte devreye giriyor. Şehirler yavaş yavaş boşalıyor; yaylalar, köyler ve deniz kenarları daha bir kalabalıklaşıyor.
Modern hayat insanlara ısrarla şu tip bir çağrı yapmaya çalışıyor: Bütün yıl çalıştın çabaladın. Senin de dinlenmeye hakkın var. Havaların ısınması ile birlikte hayatını rölantiye al; ya deniz kenarında, ya yaylada, ya yazlığında, ya da köyünde şöyle dilediğince tatil yap. Gez, eğlen, yat, dolaş vakit öldür. Tatilini olabildiğince uzat. Uzat ki iyice dinlenebilesin ve kışa daha zinde başlayabilesin.
Oysa insana sınırlı bir vakit olarak bahşedilen ömrün her dakikası ne kadar kıymetli. İnsanoğlunun öldürecek, boşa geçirecek bir saniyesi bile yok. Belki rutin olarak yaptığı işlere bir miktar ara vererek, yine yararlı başka işler ve faaliyetler yaparak hem yenilenmek hem de dinlenmek mümkün.
Bütün yıl işte güçte koşuşturan insanlar bu 'tatil' diye adlandırılan bölümleri, yıl boyu vakit bulup okuyamadıkları kitapları okuyarak, ibret alacakları ve bilgilerini arttıracakları yerleri gezerek, kişisel eksikliklerini tamamlayarak geçirebilirler. Çocuklar ve gençler daha yoğun bir dini eğitim alarak kendilerini geliştirebilirler. Bu sayede hem 'dinlenmiş', hem de zamanlarını daha verimli geçirmiş olurlar.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/?aType=haberYazdir&ArticleID=17442&tip=haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.