• İstanbul 18 °C
  • Ankara 28 °C

Yazar Dursun Çiçek: Benim Dağ Dediklerim İnsan, İnsan Dediklerim Dağ

Yazar Dursun Çiçek: Benim Dağ Dediklerim İnsan, İnsan Dediklerim Dağ
Henüz ortaokulda iken Kur’an-ı Kerim meali okuyordum. Cenab-ı Hakk’ın emaneti önce dağlara teklif ettiğini okuduğumda nevrim döndü.

O günden sonra hep bunu anlamaya çalıştım. Hz. Adem’in Havva ile Arafat’ta buluşması, Nuh’un gemisinin Ararat/Cudi’de yeniden hayata dönmesi, Efendimiz’in Nur Dağı ve Uhud Dağı bağlamı, Hz. Musa ve Tur dağı, bütün peygamberlerin ve velilerin dağ ile bağları beni içten etkiledi. Köyümüzde evimizin hemen arkasında Erciyes’e de benzeyen Kartal Kayalıkları’nı seyredişim, oraya gidip zirvesinden Erciyes Dağı’nı keşfedişim, memleketimin ‘Çiçekdağı’ olması hep üst üste gelen hususlar. Ve daha sonra Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Ali Biraderoğlu, Akif Emre gibi tanıdığım dağ gibi insanlar. Artı bu insanlardan hareketle Turgut Cansever’den Ebu Hanife’ye giden benim ‘Hikmet Dağı’ dediğim düşünce dağlarım…

Dursun Çiçek, okumayı hayatının merkezine yerleştirmiş bir kültür ve düşünce insanı. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarından itibaren okumak onun için temel eylem biçimi olmuş. Dursun Çiçek ile son kitabı ‘Benim Dağlarım’ vesilesiyle konuşurken birçok konuyu da ele alma fırsatı bulduk. Türkiye Yazarlar Birliğinin deneme alanındaki ödülünü alan ‘Benim Dağlarım’ı ve ‘dağ’ metaforu üzerinden hayatını, düşünce dünyasına yön veren hadiseleri konuştuk. Kendi ifadesiyle hayatına giren ‘dağ gibi’ insanlar ve özellikle de Akif Emre’yi de andık.  

Kitap ve okuma merkezli bir hayat kurdunuz kendinize. Şüphesiz ki, hayata dair iddialarımız ve tarzımız çocukluğumuzda ve ilk gençliğimizde şekillenir. Ve elbette müşevvik kimseler vardır. Sizi okuma merkezli hayata yönlendiren sâikler nelerdi ve kişiler kimlerdi?

Çocukluğumda o dönem çocuğu olmayan teyzemin yanına verildiğimden dolayı yalnızlığımı gidermek için hep kitap okudum. Sürekli bir okumaydı bu. Kemalettin Tuğcu’nun kitapları, Server Bedi’nin kitapları, Hz. Ali Cenknâmeleri, Köroğlu, Karacaoğlan, Dadaloğlu, Battal Gazi Destanı o dönem okuduğum kitaplardı. Odama kapanır, acıkana kadar okurdum. Böylelikle tek başına kalmamış hissediyordum kendimi. Tek başına kalmamak için yalnızlığa tutunmak…

İlkokul 5. sınıfta iken kitap parası kazanmak için bir eczanede, okul sonraları çırak olarak çalışmaya başladım. Ortaokul ve lise dönemimde ise mahallemizde komşularımızdan Hilmi Şimşek ağabey, Raşit Zararsız ağabey ve amcamın oğlu Hüseyin Özdemir ağabeyim benim çok okuduğumu fark ettiler ve benimle ilgilendiler. Hem verdikleri kitaplarla hem de önerdikleri kitaplarla okumaya teşvik ettiler. Kendimi bildim bileli okuyorum.

Nil Gülsüm

Devamı: https://www.insaniyet.net/yazar-dursun-cicek-benim-dag-dediklerim-insan-insan-dediklerim-dag/

Bu haber toplam 1032 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim