• İstanbul 19 °C
  • Ankara 26 °C

Yazar-Şair Talip Işık, Akif ve İstiklal Marşı’nı Anlattı

Yazar-Şair Talip Işık,  Akif ve İstiklal Marşı’nı Anlattı
Türkiye Yazarlar Birliği Ankara Şubesi’nin düzenlediği Yazar-öğrenci buluşması programları devam ediyor.

TYB Anka Şubesi üyesi yazar-şair Talip Işık, Ulus Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Çankaya Faik Güngör Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileriyle buluştu. Yazar-şair Işık, öğrencilere kurtuluş savaşının manevi liderlerinden Mehmet Akif Ersoy’un hayatını ve İstiklal Marşı’nın içerdiği ruhu ve manayı  anlattı.

Programın açılışında selamlama konuşması yapan TYB Ankara Şube Başkanı Mehmet Sait Uluçay,  2023 yılının Mehmet Akif Ersoy’un doğumunun 150 inci yılı, İstiklal Marşı’mızın TBMM tarafından kabul edilişinin 102 inci yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, “Milli mücadeleyi anlamak için kurtuluş savaşının manevi önderlerinden ve öncülerinden Mehmet Akif Ersoy’u iyi tanımak gerekir.  İstiklalimizi korumak ve istikbalimizi teminat altına almak için milletimizin milli mutabakat metni olan İstiklal Marşı’mızın ruhunu iyi anlamak lazım.  TYB Ankara Şubesi olarak,   Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı’mızı anlatmaya devam edeceğiz” dedi.

bitirmişti. Burada hocası Muallim Naci’den etkilenmiş şiirde önemli bir aşamaya geçmişti. Bu dönemde babası Tahir Efendi vefat etmiş kısa bir süre sonra Fatih’te oturdukları ev de yanınca aile olarak çok müşkül duruma düşmüşlerdi. Yatılı eğitim veren Baytar Mektebine kaydolur. (Veteriner Hekimliği). Mezuniyetinin ardından âşık olduğu İsmet Hanımla evlenir. Eğitim sürecinde Arapça, Farsça ve Fransızcasını ileri seviyeye taşıdı. İyi bir güreşçi, iyi bir yüzücü ve memuriyet döneminde hafızlığını tamamlayan azimli ve çalışkan bir kişiliğe sahipti. 20 yıl Ziraat Vekilliğinde (Tarım, Orman Bakanlığı) müfettiş yardımcılığı ve müfettiş olarak görev yapar. Görev esnasında Rumeli, Anadolu ve Arabistan’da salgın hastalıklarla ilgili çalışmalar yapar. O dönemlerde üç kıtada büyük bir coğrafyada hüküm süren Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu durumu gözlemleyerek notlar alırdı. Bu dönemde Batı Osmanlıyı “hasta adam” olarak nitelendiriliyordu. Abdülaziz’den sonra tahta çıkan II. Abdülhamit, imar çalışmalarına, eğitim kurumlarını bugünkü kurumlarımızın temeli olacak nitelikte kalkınma hamlelerine öncelik veriyor, art arda modern kurumlar inşa ediyordu. Tıbbiye, Fen Fakülteleri, sivil askeri tüm alanda yenilikçi çalışmalarını sürdürüyordu.”

Mehmet Akif Ersoy’un Balkan harbinde, Birinci Dünya savaşında, Çanakkale’de ve Milli Mücadelede destansı şiirler yazdığını, il il, kasaba kasaba gezerek Anadolu’yu manevi direnişe davet ettiğini, aykırı sesleri bu direnişe destek vermeleri konusunda ikna ettiğini ifade eden yazar-şair Talip Işık, “Bülbül şiirini, Çanakkale şiirini, Asım ve İstiklal Marşını bu süreçlerde yazar. Akif kaleme aldığı her eserini bizzat yaşayarak, gözlemleyerek milletimizin duygularına tercüman olur. Balıkesir’de Zağnos Paşa camiinde vaazlar verir, Kastamonu’da Sebilürreşad dergisini yine Eşref Edip’le birlikte çıkarmaya devam edilir, çoğaltılan nüshaları Anadolu’nun dört bir yanına dağıtılır.” şeklinde konuştu.

İstiklal Marşı yazma yarışmasına 724 şiirin katıldığını, bu şiirlerin içinden 7 tanesinin değerlendirmeye alındığını anlatan yazar-şair Talip Işık, İstiklal Marşı’nın TBMM’de kabul sürecini şöyle anlattı “Büyük Milet Meclisi 1 Mart 1921’de M Kemal Paşanın başkanlığında toplandı, Hasan Basri Beyin teklifi ile şiirlerin okunmasına İstiklal Marşından başlandı. Daha ilk mısraı, ‘Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;’ okunduğunda mecliste alkış tufanı koptu. Her mısraı büyük bir coşku ve ayakta alkış tufanı içinde okundu. Nafia Vekili İsmail Fâzıl Paşanın isteği kabul edilerek şiir dört defa okundu ve her defasında da büyük bir coşku ve alkışla karşılandı. Diğer 6 şiirin okunmasından meclis kararı ile vazgeçildi. Meclis ve Türk milleti aradığı şiiri bulmuştu. 12 Mart 1921 tarihli meclis oturumunda Akif’in kaleme aldığı, ordumuza ve aziz milletimize emanet ettiği bu şiirin Milli Marş olarak onaylandı ve kabul edildi.”

Konferansta İstiklal Marşı’nın ruhu ve manasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan yazar-şair Talip Işık, “İlk kelimesi Korkma! Diye başlayan istiklal marşımız, La Tahzen! Üzülme, korkma şeklinde tövbe süresinde geçmektedir. Burada “Korkma” ifadesi sırandan bir söyleyişle değil, uyarıcı, insanı kendine getiren bir üslupla söylenmiştir.

Bayrak, istiklal, millet, ezan, esarete karşı direniş ve üslubuyla Oğuz Kağan ve Ergenekon destanını andırır şekilde epik ve lirik tarzda kaleme alınmış. Manzum hikâyeler şeklinde kaleme aldığı eserlerini 7 dönemden oluşan Safahat adlı kitabında bir araya getirdi.

İnanç ve değerlerden asla taviz vermeyen, Batının tekniğini, ilmini alıp kültür ve medeniyetini reddederek kendi kurtuluş reçetemizi yine Kur’an ve Sünnetle hayata geçirebileceğimizi savunmuştur.

Hiçbir edebi ve fikri akımın içinde yer almamış ümmet olma çizgisinden sapmamış, istikametini bozmamış, inanç, düşünce ve tarih felsefemizi özetleyen istiklal Marşı, istiklalimizin nişanesi ve aynı zamanda milli mutabakat metni olarak yerini almıştır.”  yorumunda bulundu.

Programa TYB Ankara Şube Başkanı Mehmet Sait Uluçay, Şube Başkan Yardımcısı Şahin Ali Şen ve Şube Sekreteri Kezban Eldemir Gültepe de katıldı. Programın sonunda Yazar-şair Kezban Eldemir Gültepe’nin Ulus Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden mezun olan oğlu  İdlip şehidi Uzman Çavuş Halil Çankaya’da hayırla yad edildi.   

Program, Talip Işık’ın kendi şiir kitaplarını ücretsiz olarak öğrencilere imzalaması ve toplu fotoğraf çekiminden sonra  son buldu. Programın ardından Ulus Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdiresi Sıdıka Babuğa, TYB Ankara Şubesi yönetici ve üyelerine okul kütüphanesini tanıttı. TYB Ankara Şube Başkanı Mehmet Sait Uluçay, düzenledikleri bu anlamlı etkinlik ve misafirperverliklerinden dolayı okul müdiresi Sıdıka Başbuğa ve edebiyat öğretmenlerine teşekkür etti.  

TYB Ankara Şubesi  üyesi Talip Işık, Çankaya Faik Güngör Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde de öğrencilerle buluştu. Konuşmasında Mehmet Akif Ersoy’un 1925 yılında Mısır’a gittiğini, burada münzevi bir hayat sürdürdüğünü anlatan Talip Işık, “1936 yılında vefatına yakın bir dönemde vatan hasretiyle dolu yüreği ayrılığa dayanamamış ve ağır hastalığı nedeniyle İstanbul’a dönmüştür. ‘Sessiz yaşadım, kim beni nerden bilecektir...’ diyen Akif, 27 Aralık 1936 günü İstanbul’da bugün müzeye dönüştürülen Mısır Apartmanındaki dairede Hakk’a yürüdü.”  dedi.

Mehmet Akif Ersoy’un cenazesini gençlerin sahip çıktığını belirten Işık, “Tabutu tek atlı bir arabayla Beyazıt Camii’ne getirildi. Akif’in resmini gören üniversiteli gençler kısa süre içerisinde Beyazıt Camiini doldurdu. Merhum M. Akif Ersoy muhteşem bir gençlik ordusuyla getirildiği Edirnekapı mezarlığındaki kabristana defnedildi. Ruhu şâd olsun. “ diye konuştu.

Akif’in ‘Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın’ sözünü hatırlatan ve   ‘Sözde hürriyet, eşitlik ve kardeşlik söylemleriyle ülkemizi bölmeye çalışan zihniyetlere Allah fırsat vermesin’ temennisinde bulunan Işık, İstiklal Marşının son kıtasını okuyarak konferansını tamamladı.

Bu haber toplam 505 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim