Türkiye Yazma Eserler Kurumu Kitap Şifahanesi ve Arşiv Daire Başkanlığı’nda daire başkanı Nil Baydar Hanımefendi ve personeli ile yazma eserlerin restorasyonu üzerine konuşmak üzere Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi'ndeydim.
İki medresenin arasından geçip kitap kokuları arasında biraz da yapılan işin ciddiyetinden olsa gerek sihirli bir mekâna girdiğimi hissediyorum. Güzel bir atmosfer var içeride. Personel bizi çok güleryüzlü karşılıyor. Kitapların bilgisi insanların yüzüne sinmiş gibi. Bu sıcaklıktan istifade edip önce başkanla, ardından memurlarla görüşme imkânım oldu. Kitap Şifahanesi’nde bulunan bütün odaları gezdim. Kitapların nasıl yıkandığını, kurutulduğunu, neminin nasıl alındığını, kitap kurtları ve kemirgenlere karşı nasıl korunduğunu gördüm. Benim için öğrenme açısından oldukça bereketli bir gün oldu. İnsan böyle bir mekânı dolaşınca açıkçası kendini biraz ayrıcalıklı hissediyor.
Odaları dolaşırken 906 H. yılına ait bir yazma eserin restorasyonuna şahit oluyorum. Millet Kütüphanesi’nden gelen eser, Feyzullah Efendi No. 1687-1745’te kayıtlı. “Keşfü’l-Beyân’an Sıfati’l Hayevân” isimli bu Arapça eserin müellifi Avfi Ebü’l-Feth Muhammed b. Şeyh Bedreddin el-İskendarani. Müellif hatlı altmış iki ciltlik bu eser dünyada tek nüsha. Bu canlılar ansiklopedisinin sadece bir cildinin Fransa’da olduğunu öğreniyorum. Eserin restorasyonu tamamlandıktan sonra Yazma Eserler Kurumu tarafından bilim camiasının hizmetine sunulacak olması güzel. Bu konuda bize bilgi vermesi için eserin yıpranmış varakları üzerine çalışan Başkanlık personeli Selen Şenay’la konuşuyoruz.
Restorasyon ekibi olarak eser üzerinde nasıl bir temizleme çalışması uyguluyorsunuz?
Öncelikle eserin yaşını, hasarını tespit ediyoruz, daha sonra kuru temizleme aşaması geliyor. Sonra her eserin cinsine göre kâğıt kullanarak yapıştırma işlemi başlıyor. Bu kâğıtlar Japon kâğıdı adını verdiğimiz kâğıtlardır. Dediğim gibi her esere aynı kâğıdı uygulayamayız. Eserin içindeki tozlar ve kitap kurtları temizlendikten sonra restorasyona başlıyoruz. Varak varak eserin hasar görmüş kısımlarına yapıştırıcı işlemini uyguladıktan sonra bize geldiği hali ve son halinin fotoğrafını çekip gönderiyoruz.

Kitap Şifahanesi’ni dolaşmaya devam ediyorum. Önceden Süleymaniye Kütüphanesi’ne bağlı olan ve ‘Tamir Atölyesi’ diye bilinen kurum, artık ayrı bir başkanlık durumunda ve bu yüzdenKitap Şifahanesi ve Arşiv Daire Başkanlığıdemek daha doğru bir ifade olacaktır. İsminden de anlaşılabileceği gibi kitaplara şifa veren bir yer burası. Yüzyıllar öncesine ait eserler işinin ehli kişilerce daha uzun yıllar araştırmacıların hizmetine sunulabilecek seviyeye getiriliyor. Kitap Şifahanesi’ni dolaşmaya devam ederken mürekkebine zarar vermeyeceği önceden tespit edilen, gerekli görüldüğü takdirde yıkama işlemine tabi tutulan eserlerin yıkanıp kurutulduğu sulu işlem odasını fark ediyorum. Şimdi de daire personellerinden Özlem Samur Altunkaya ve Birgül Er ile görüşüyorum.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/18079/yipranan-yazma-eserler-burada-sifa-buluyor.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.