Bakarken, uçururken neler hissederdiler acaba?
Dertleri mi yükleyip salıyorlardı gökyüzüne, hayvancıkların güzelliğine mi tutkundular sadece, yoksa göklerdeki çaresizliği mi onlarla aşıyorlardı, bilmiyorum. Ama 90’ları böyle damda kuş uçurarak geçirdik. Bugünlere kadar da böyle geldik.
Neye sahip olduğumuzun ne kadar farkındayız, diye düşündüm bugün…
Bana sorarsanız Kaan uçtuğu sırada hastanelerin yeni doğan servislerinde aynı isimli bebeklerin karmaşası yaşanmalıydı.
Kaan uçtuğu sırada üniversitelerin teknik fakülteleri dersliklere bir çerçeve daha asmalıydı.
Kaan uçtuğu sırada gökyüzüne bakanlar daha önce görmedikleri bir mavilik görmeliydi.
Kaan uçtuğu sırada çaylar daha bir iyi demlenmeli, dersler daha iyi dinlenmeli, işlere daha bir özenilmeli, dükkanların önü falan pırıl pırıl süpürülmeliydi.
Kaan uçtuğu sırada, hatta, şirketlerin yönetim kurulları acil gündemle toplanıp yatırım planlarını hızlandırmayı ele almalıydı.
Kaan uçtuğu sırada borsa tavan üstüne tavan olmalıydı.
Açıkçası F-16 satışından yüz binlerce kez daha pozitif etki yapmalıydı. Ama sıkıntı yok.
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusuf-dinc/damda-guvercin-ucurmaktan-gokte-kaan-ucurmaya-4604315
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.