İnzivaya çekilmiş, 'fütûhât yolculuğu'nda kulaç atıp duruyordum ki, Bursa'dan sevgili Azmi Bilgin kardeşim aradı ve tuttu elimden, -'feribotla'-, çıkardı beni 'fütûhât denizi'nden.
Soluğu, Bursa'da aldım. Ama soluksuz kaldım. Handiyse öleyazdım; kalbim durmaya ramak kaldı. İsyan ettim insan kılıklı nisyankârlara, nisyanın / unutmanın üzerinden hayat kuracağını sanan, ruhunu, Bursa'nın ufkunu ve umudunu satılığa çıkaran muhafazakâr kılıklı adamlara.
***
Tuzu kuru birileri muhafazakâr sanat'tan bahsediyorlar! Sahiciliklerini yitirmiş, her şeyin içini boşaltarak meta'ya ve paraya tahvil etmeyi iş edinmiş birileri de pespaye, 'beş para etmez' 'muhafazakâr sanat manifestoları' yayımlıyorlar, aynaya bakmadan! Oysa insan şehirdir derdi babam, arkasına bakmadan; insan şehrin, şehir de insanın aynasıdır...
Şimdi ayna'ya, şehre ve şehrin insanına bakmanın tam zamanı. Meselâ Bursa'ya...
***
Yazının devamı için:http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/bursanin-kalbine-nasil-sapladiniz-bu-hanceri/51630































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.