• İstanbul 18 °C
  • Ankara 23 °C

Malazgirt’te tarihî romanı konuşmak

D. Mehmet DOĞAN
Edebiyat ve tarih hep iç içe olmuştur. Hatta tarih edebiyattan sayılmıştır. Edebî eserler de günü gelir tarihin malı olur. Onlar olmaksızın tarih tam yazılamaz.

Tarihi tarihçiler yazar, edebiyatçılar tarihi konu edindiği zaman ortaya çıkan eser tarih metni olmaz, fakat sanat eseri güçlü bir tesir uyandırarak tarihi kitlelere mal eder. Son yıllarda ülkemizde binden fazla roman yayınlanıyor, bunlar tesbit edilebilenler. Bunların içinde tarihi romanlar ilk sıralarda yer alıyor. Çok sayıda tarihi roman okuyucudan ilgi görüyor olmalı ki, her yıl yeni yeni tarihi romanlar piyasaya çıkıyor.

Bu kitapların hepsinin roman olduğunu söylemek mümkün değil. Bazılarının tarihle alâkalarını kurmak da güç. İçlerinde iyileri, gelecekte de okunacak olanları, edebiyat tarihine geçecekler de var elbette.

Tarihî roman yazanlarla roman incelemesi yapan edebiyatçıları bir araya getirmek, bir ortak zemin oluşturmak, konuşulması gereken konuları konuşmak, tartışmak önemli. Bunu tarihi mekânlarda yapmak konuya dekor eklemek gibi görülebilir. Yine de tarihin estiği yerlerde konuşmanın, düşünmenin farklı bir etkisi olduğunu kabul etmek lâzım.

Malazgirt, denilebilir ki tarihin kaynağı, kaynadığı bir yer. Sırf ismi bile bir parola etkisi uyandırıyor. Malazgirt’e, Malazgirt meydan muharebesine yüklenen anlam gerçeğini ne kadar yansıtabilir?

Ben derim ki, ona yüklenen hiçbir anlam uyandırdığı tesir kadar güçlü olamaz.

Hiç şüphe yok ki Malazgirt zaferi tarihin dönüm noktalarından biri. Sadece bizim tarihimizin ve İslâm tarihinin değil, dünya tarihinin büyük sonuçlar doğuran harplerinden. Geleceğe yönelik büyük değişikliklere yol açan meydan muharebelerinden biri Malazgirt’te cereyan etti. Gerçekten de o muharebe tarihin kendisiydi.

Tarihi kuru metin olmaktan edebiyat, sanat ve düşünce adamları kurtarıyor. Onların geniş kavrayışları, uzak görüşleri, sanatkâr muhayyileleri ve etkileme güçleri geçmişte kalmış kişileri, olayları günümüze taşıyor.

Malazgirt üzerinden yeni bir tarih kavrayışının oluşmasında, 20. Yüzyılda tarihçiler kadar, hatta onlardan daha fazla edebiyatçıların, düşünürlerin rolü var. Yahya Kemal’in Malazgirt üzerinden verdiği mesajlar, zaman içinde büyük tesirler uyandırdı. Anadolu merkezli, Malazgirt başlangıç alınacak bir vatan ve millet anlayışı zamanla kabul gördü. Nureddin Topçu’nun 1939’da Hareket dergisinin 4. Sayısında yayınlanan “Benliğimiz” yazısı, Alp Arslan üzerinden derin bir tarih tahlili mahiyetinde:

“Müslüman Anadolu, hayatî kuvvetinin büyüklüğünü ilkin haçlı seferlerine karşı durduğu zaman göstermişti. İslâm ruhunun yetiştirdiği Anadolu çocuğunun ilk çehresini Battal Gazi’nin adında varlık kazanmış buluyoruz. Mukaddes ülkelere doğru kâfir ayağının uzanmasına karşı imandan bir kale olan Battal Gazi, Anadolu çocuğunun tarihini yaratmış olan cedlerinin bir cephesidir. Battal Gazi ile yan yana, Malazgirt’te Hıristiyan dünyasına İslâm Anadolu’nun ruh ve ahlâk âleminde üstünlüğü tanıtarak yeni bir ahlâka vurgun medeniyetin doğuşunu müjdeleyen Alp Arslan’ı görmek lâzımdır. Alp Arslan intikamla yürek soğutmaya tenezzül etmeyen, zebun kalana zulmetmekten utanan Anadolu çocuğunun cedlerinin bir başka cephesidir. Bu her belâya her türlü belâlıya rağmen “Aziz Anadolu”nun savaşının tek sebebi, ülküsünü ayakta tutmak, âleme mukaddes bir ruhu aşılamaktı. İslâm Anadolu’nun, bu günkü Avrupa milletleri gibi, kin ve menfaat adına, tahakküm ve kahr için savaştığını bilmiyoruz.”

“Alp Arslan, bu ruhun en güzel örneğini verenlerdendir. Zaferinden istifade ederken. Göz önünde bulundurduğu, dininin af ve merhamet esasını, ruha hürriyet bağışlamanın büyüklüğünü, yabancı ve Hıristiyan âlemine öğretmek oldu. Düşman ve düşmana karşı savaşın mânasını Battal Gazi ve Alp Arslan örnekleri pek iyi anlatabilir.”

Edebiyatçılar, fikir adamları tarih okumalı, fakat tarihçiler de mütefekkirleri ve edebiyatçıları okumayı ihmal etmemeli!

Bu yazı toplam 288 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim