• İstanbul 16 °C
  • Ankara 19 °C

Tohumların Valsi

Tohumların Valsi
Kemal Ural uzun bir sessizliğin ardından “Küçük Bir Şey Yoktur” “Bir’in Sırrı”, isimli eserleri ile ona hasret gönüllere seslendi. Şimdi ise “Tohumların Valsi” ile karşımızda.

İnandıkları dava için çile çeken, acılara göğüs geren, hayatı canlı yaşamak yerine anlamlandıran, ahret hesabı yapan insanlar vardır. Sessizdirler, derindirler, bir gölge gibi hayatın içinde iz bırakırlar. Acıları kendilerine; sevgi ve hoşgörüyü, dostluğu da topluma hediye etmeye çalışırlar. Beklentileri yoktur, manevi sorumlulukları gereği topluma vermek istedikleri mesajları vardır. Hedefleri kalptir, kalbi keşfetmeden insana ulaşmanın zor olduğunu bilirler. Kalp yumuşarsa, gönül dünyası ışıldar ve bir anlam kazanır. Neden ve niçin yaşadığımızın muhasebesinin yolu açılır. Söyleyenler de, anlayanlar da, yaşayanlar da ötelere ulaşmanın hesabını yapar. Uzun ve meşakkatli bir yolun aydınlatıcı feneri olurlar.
İşte onlardan birisi de Kemal Ural’dır.
Okuyucu onu ilk defa bin bir çile ile çıkardığı Şule Dergisi ile tanıdı. Sevinçle, hasretle gözyaşı ile ona sarıldı. “İşte aradığım dergi bu” dedi. Ama ne yazık ki, dergi hüzünlü bir şekildi kapandı.
Kemal Ural uzun bir sessizliğin ardından “Küçük Bir Şey Yoktur” “Bir’in Sırrı”, isimli eserleri ile ona hasret gönüllere seslendi. Şimdi ise “Tohumların Valsi” ile karşımızda.
“Hayatın her anı bir karar zamanıdır. 
Sayfalar açılıyor, düşen yükselen grafisi gizemli dokunuşlarıyla not alıyordu kalem.
Sessizce toprağa düşerek rüya görmeye başlıyordu tohum.
Görünen ve görünmeyen ne varsa arka fonda kalıyor, ayın ve bulutun sürüyordu oyunu.
Güneş ve hava sessizce katılıyordu bu anlamlı şölene.
Ümit tan yerini ağartıyor, çaba hayatın çiçeklerine saksılık yapıyor, ıstırap dağıtıyordu sisi.
Zaman akıyor, sınav soruları kaçışıyordu.
Herkes meyvelere bakıp bir şeyler söylüyordu”
Yazar, esere bu satırlarla başlıyordu.
Eserin kahramanı Bengü idi.
Bengü, çocuktu, büyüdü, hayatı algıladı, cilt cilt kitaplar okudu.
Bengü, öğrencilerine şöyle seslendi:
“Çocuklarım, enerjiniz sevgidir. İnsana bu sevgiyle yaklaşın, onlara sevgi dolu kalbinizi gösterin. Asla vazgeçmeyin sevmekten.
Yargılarsanız sevmeye zaman kalmaz.
Gelin! Alışkanlıkların zincirlerini, bu yaklaşımla kıralım. İnsanın “Gerçek”le tanışmaya ihtiyacı var.
Haydi! Tohum ekme zamanı. İnsana gitmeliyiz, paylaşarak kalbini, yalnız olmadığını, erdemin varlığını kanıtlamalıyız, farklı sözü arayıp unutulan sınavı hatırlatmalıyız ona”.
“Var mısınız?, dedi. Sönük bir ışıkla yetinen insanlara güneşi göstermeye! Haydi, gidin öyleyse, insan kalbinin gizli lambalarını yakın!”
Eser bu çizgide sürüp gidiyor.

Bu haber toplam 2204 defa okunmuştur
  • Yorumlar 1
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim