• İstanbul 16 °C
  • Ankara 14 °C

Rahmi Sak’la 40 Soruda Adapazarı

Fahri TUNA

 1. Prizren? Kosova’nın güney doğusunda herkesin bugün bile Türkçe konuştuğu, Fatih Sultan Mehmed’in namazgahı, Sinanpaşa Camisi, Saraçhane Tekkesi gibi tarihi mekanlarıyla ünlü, halen 90-100 bin nüfuslu bir şehir.

 

  1. Ali Koka? Kosova Prizren vilayetinin Ziliptok köyünde doğan ve II. Abdülhamit döneminde İstanbul’a göçüp Saray’da göreve başlayan büyük dedemizin adı. Çok gür sesi ve gösterişli fiziği nedeniyle Vardarbaşı (Padişah maiyetiyle beraber giderken, önden gidip gür sesiyle padişahı sunan kişi) olarak görev yapar. Saraydaki kıskanç bir Yahudi’nin dedemi zehirlemesi üzerine sesi kısılır, ve ondan sonra Saray’dan ayrılıp Kasımpaşa’ya yerleşir. Yıl 1884. Memleketten mesleği bozacılığa başlar. Birkaç sene boza yapıp satar. Ailesi İstanbul’a uyum sağlayamadığı için, memleketten gelen akrabalarının yerleştiği Bilecik Pazaryeri’ne göç eder. 1935’te Adapazarı’na yerleşir. Kısa süre sonra da vefat eder. Pazaryeri’ne defnedilir.
  1. Pazaryeri? Ali Koka Kasmpaşa’da üç beş yıl bozacılıktan sonra Bilecik’in güneyindeki Pazaryeri’ne yerleşir. Orada da bozacılık ve çiftçilikle geçimini sağlar. Ali Koka’nın iki kızı vardır; Hatice ve Seyyie. Oğlu Hızır ise Yemen’e seferberliğe gider, şehit olur dönemez. Ali Koka kızı Hatice’yi, kendisi gibi Prizren’den Pazaryeri’ne göçen bir ailenin oğlu olan Hasan Sak’la evlendirir. Bu evlilikten Mehmet Sabri, Sadettin, Mecit, Sagire ve Ayşe doğar. Sadettin Sak benim babamdır.  

 

  1. Ada? Fikir kulübü gelir. Ada’ya mı gidiyorsun, evet! Evet, ‘ada’ denilince akla ‘Adapazarı’ gelir.
  1. Adapazarı? Adapazarı eşi benzeri olmayan güzellikte ve özellikte bir şehir, bizim şehrimiz. Kıymetini bilip bilmediğimiz tartışılır. En güzel Adapazarı tarifini Yazar Necati Mert yapmıştır. Aklımda kaldığınca Necati Mert Adapazarı’nı seccadeye, üzerindeki nakışları da imparatorluğun dört bir yanından gelmiş topluluklara benzetiyor. Bundan güzel bir memleket tarifi olur mu? Bir de Sait Faik Abasıyanık’ın hemşeri tarifi var. Abasıyanık’a göre hemşeri kavramı Türkiye’de sadece Adapazarı’nda kullanılabilir bir kavramdır. Ona göre hemşeri kavramı yanlış değerlendirilmektedir. Boşnak Boşnak’a, Arnavut Arnavut’a, Çerkez Çerkez’e, Manam Manav’a hemşeri değildir. Soydaştır. Boşnakla Çerkez, Gürcü ile Arnavut, Lazla Abhaz hemşeridir. Çünkü hepsi değişik bölgelerden gelip Adapazarı’nı memleket bellemiştir.

  1. Yenicamii? Adapazarı’mızın en güzel semtlerinden, benim için en güzeli. Alikoka’nın da semti. 

  1. İzmit caddesi? Orada doğdum, orada büyüdüm. Sakarya’nın çok değerli eşrafının oturduğu semtin adıdır.

  1. Alikoka Bozası? Ailemizin geçim kaynağı. Aralıksız olarak dört kuşatır kış aylarında devam ettiğimiz mesleğimiz. Bozanın anne sütüne büyük faydası olduğu tespit edilmiştir. 

Boza, ilk başlarda darı unundan yapılan, daha sonra ‘yerli mısır’ olarak tarif ettiğimiz, % 95’i mısır % 5’i buğday unu, uzun süre kaynatılıp bir gün dinlendirildikten sonra içine şeker katılaraktan içime hazır hale getirilen, kalori ve protein açısından enerji deposu olan Balkan kökenli bir içecektir. Her üretici bozayı farklı üretir; biz ise büyük dedemiz Ali Koka’dan damadı Hasan Sak’a, ondan oğullarına, Sadettin Sak’tan ise bana geçerek elden geldiğince yaşatmaya gayret ediyoruz. İnşallah çocuklarımızla beşinci kuşakta da devam edecek.

  1. Limonata? Coca Cola filan çıkana kadar, gerek İstanbul’da, gerekse Anadolu’da ve Rumeli’de limon suyuna şeker ilave edilerek sıcak yaz günlerinde serinletici ve çok sağlıklı bir içeceğimizdir. 

  1. Alikoka Limonatası? Limonun üst kabuğu çok ince (alttaki beyaz zara girmeden) rendelenir, renk vermek için bir miktar portakal kabuğu da rendelenir, bu kabuklar şekerle birlikte dövülerekten kabuğun suyu çıkartılır, on-on iki saat bekletilip ayarında su ilave edilerekten içmeye hazır hale getirilir. Soğuk olarak içilmesi daha lezzetlidir. Dedemiz kışları boza ve şıra, yazları ise limonata ve dondurma satarak geçimini sağlamıştır. Özellikle limonata ve dondurma, çok sağlıklıdır. Türkiye’de tüketilen kişi başına dondurma miktarı 2,5 kilo iken Avrupa’da 32 kilodur. Limonatanın (kabuğundaki o suyun) kemotorapi ilacından çok daha güçlü bir kansere karşı koruyucu olduğu yeni yeni tespit edilmiştir.
  1. Eniştenin Ayranı? Bizim Zafer’in babasının temiz ve titizlikle, bol köpüklü yaptığı, tadına doyum olmayan faydalı bir içecek. Orhan Camiinin kıblesinde Akbank’ın bitişiğindeydi uzun süre. Çark caddesine taşındıysa da uzun süre devam edemedi. Maalesef şehrimizin çok önemli bir lezzeti, markası heba olup gitti.  

  1. Gülseven’in Helvası? Çocukluğumuzun lezzetlerinden.
  1. Mazlum’un Şekerlemesi? Tarık Pekerken sevdiğimiz saydığımız, işinde başarılı bir ağbimiz. Dededen devraldığı geleneksel işi, bugün sayısı bini aşan çeşidi ve çok güzel bir ambalajla çok zarif eve estetik bir dükkanla ve sunumla Adapazarı’nın vazgeçilmezleri haline getiridi.
  1. Köfteci Mustafa? Benim aklıma hemen ‘Elli para’ gelir. Çocukluğumuzdan beri yarım porsiyon köfteyi ‘elle para’ya aldığımız için… Ben Pazar sabahları mutlaka giderim oraya; ‘az kuru, az pilav üstü elli para’ yerim. Elli para beş köfte demek. Çocukluğumdan kalma bir alışkanlık.
  1. Köfteci İsmail? Sakarya’nın geleneksel lezzeti olan Islama köfte işini bu kadar başarılı bir şekilde ve damak tadı güzle bir şekilde Türkiye’nin ulusal markası haline getiren Yavuz’u ve kardeşi Cem’i kutluyorum. Benim de vaz geçilmez uğrak yerlerimdendir; haftada bir iki uğruyorum yani.
  1. Dönerci Ömer? Benim sünnet yemeğimi de yapan Ömer Amca hâlâ tezgahının başında ve hâlâ biz Sakarya’mıza has yoğurtlu döner ve irmik helvasını yemeğe devam ediyoruz.
  1. Kabak tatlısı? Kabak tatlısı denilince benim aklıma tekrar Köfteci İsmail geldi;  muhteşem damak tadından tatmayı herkese tavsiye ederim. 

  1. Adapazarı’nın kabak çekirdeği? Çok severim ve hâlâ haftanın beş akşamı yediğimiz vaz geçilmezimizdir.
  1. Adapazarı ‘nin simidi? Türkiye’nin bir çok yerinde simit yemişimdir ama Adapazarı’nın simidinin lezzetini hiçbir yerde bulmak mümkün değildir.
  1. Resul Dayının ekmeği? Doğduğumdan, ilk ekmek yemeğe başladığımdan itibaren yediğim ekmek Resul Dayı’nın ekmeğidir. Benim için alışılmış ve vazgeçilmez ekmek, Resul dayı’nın ekmeğidir. Rize’de gelip bize bu enfes ekmeği sunan Resul Dayı’yı rahmetle anıyoruz.
  1. Mahmut’un ekmeği? Karaağaçdibi semtinin vaz geçilmez lezzetidir. Şu anda ben o fırından günde iki defa kara fırında  kıymalı pide çıkartıyorlar, alıyorum, lezzeti çok nefistir 

  1. Erenler? Erenler denilince aklıma demdin, babaannemin, babamın, amcalarımın ve Sakarbaba’nın yattığı mezarlık gelir. Şu sözün söyleyeni : ‘Geçme namert köprüsünden ko aparsın su seni, sinme tilki gölgesine ko aslan yesin seni’ diyen bir ermiş, bir evliya Sakarbaba gelir. Çocukluğumda Hıdrellez’de Erenler’in yanındaki tepeye giderdik, o gelir.
  1. Yorgalar? Anneannemin mezarının olduğu, ve benim çok sevdiğim Selahaddin Şimşek ağbimin yattığı; benim sık sık ziyaret ettiğim mezarlıktır. O semtin adına da bir türlü ısınamamışımdır.
  1. Ankara Caddesi? 18 yaşındaydım. Yıl 1982. Ehliyet alacağım; Trafik Şube Müdürlüğü Ankara caddesinde Celepçilerin benzinliğine gelmeden soldaydı. Ankara caddesi denilince o heyecan aklıma gelir. Eski Garajların, ticari hayatın yoğun olduğu Ankara caddesi, ilginçtir, 1980’lerden itibaren Adapazarı için popülerliğini her geçen gün biraz daha yitirmiştir. 

  1. Eski Garajlar? Ankara caddesinin .güneşlere yakın, Çocukluğumuzda İstanbul’a, İzmit’e, Bursa’ya  giderken otobüse binmek için gittiğimiz garaj. Aynı zaman semt adı.
  1. Sakarya Köprüsü? Dibindeki meyhane ve cezaevi aklıma geliyor. Sakarayspor’un amblemi gelir aklıma.
  1. Kuyudibi? Bazı değerli arkadaşlarımın oturduğu, onun için de sempati duyduğum semt adı gelir. Nedim Paker, Mustafa Civelek, Bayram Aşkar…
  1. Karaağaçdibi? Akrabalarımın oturduğu, benim de çocukluğumdan itibaren zaman zaman gidip geldiğim bir semt adı gelir aklıma. Orada Bağlar Bozası gelir aklıma; rahmetli Yusuf bağlar gelir aklıma. O sağ olsaydı bugün, Adapazarı’nda bazı şeyler daha iyi olurdu gibime geliyor.
  1. Şeker mahalle? Nedense bir olumsuzluk gelir aklıma. Olumsuz da bir hatıram olmadığı halde. Kavga gürültü gelir aklıma.
  1. Çark? Semt adını 1892’de Çark deresi üzerine kurulan ev şehre düzenli su akmasını sağlayan ilk önceleri devasa, sonraları elektrikle çalıştığı için nispeten küçük mekanizmadan adını alıyor.
  1. Çark Mesire? Yaklaşık üç asırdan beri şehrin sosyal ve kültürel etkinlikleri ile hâlâ gündemde olmaya devam eden, işletmeciliğini yaptığım mekân. Adapazarı’nın sağduyusu. 

  1. Sakaryaspor? Benim için Türkiye’nin ulusal bir markasıdır. Bugün bütün talihsizliklerine rağmen hâlâ ulusal değerinden bir şey kaybetmemiştir. Her Adapazarlı için bir heyecan kaynağıdır. Geçen sene 2B Liginde (eski 3.ligde) mücadele ederken bile 13.500 kişilik stadın dolan ender kulüplerdendir. Vazgeçilmezlerimdendir. 

  1. Cihat Zafer? Güzel konuşan, güzel düşünen, güzel yazan; çok sevdiğim bir kardeşimdir.  Agresif tavırları bırakıp biraz daha mütevazı olmasını tavsiye ediyorum. Mevlânanın ‘mütevazı olan cömert olur, cömert olan merhametli olur, merhametli olan Allah’ın yarattığı bütün mahlukata karşı hizmet neşesi içerisinde olur; böyle davranan bir kul da hem Allah2ın hem kullarının rızasını kazanmış olur’ sözünü ona hatırlatıyorum.   

  1. Selahattin Şimşek ? Beni en çok etkileyen insanların başında gelir Selahattin Şimşek. Hayatımın olumlu anlamda değişmesine vesile olmuştur. Kendisini anmadan bir günümü geçirmediğimi düşünüyorum. Allah rahmet eylesin. Özdeyiş ustasıdır. Yazıları gören gözdür, ağlayan kalemdir. Diyeceğini kısa ve kesin demiştir. Kelimeler onun özdeyişlerinde kalkan ya da maske görevi yapmamıştır. Konuyu satırla doğrayıp, parçalayıp insanların önüne koyduğu eserleri sürekli yaşayacak inancındayım. Hep öğretici olmuştur. İnsanı ışıklandırmıştır.  

  1. Sadık Canlı? Sadık ağbi, ince, uzun boylu, sakallı, gözlüklü, temiz bakışlıdır. Yıllardır onun sesine kulak veriyorum. Dünya malına boş vermişliği herkesçe bilinir. Dünyaya, insanlığa kucak açmış, gönül açmış duygulu bir yürek, bilgili bir kafadır. İçli insandır, zariftir. Hep kendinden veren adamdır. Yunus gibidir. Zaman zaman başını alıp bir yerlere giderek sevinç arayan, acı bulup dönen biri olduğunu düşünmüşümdür. Onu dinlerken düşüncelere dalarsınız. Kocaman, sıcacık bir gönlü vardır. Çok seviyorum, çok saygı duyuyorum zamanın Lokman Hekimi’ne. 

  1. Ergün Atalay? Bırakın insanı, bir tek çiçeğin bile boynunun bükük olmasına tahammül edemez. Ergün Atalay’ı adalet savunucusu, mazlum dostu, zulmedenin yakasına yapışan, hak yiyicilere hesap soran, eğer haklıysa insanı rengine ve inancına bakmadan tasdik eden, kendisi için değil başta temsil ettiği işçiler için, bütün insanlar için, şehrimiz için ve hatta gelecek kuşaklar için isteyen ve tuttuğunu koparan biri olarak tanıyorum. Hem çok sevdiğim hem de çok saygı duyduğum bir şahsiyettir.
  1. Necati Mert? Adapazarlıların gurur duyduğu bir yazı adamıdır. Kitaplarını ama özellikle gazete yazılarını bitmesin diye ağır ağır okur, yudum yudum içerim. Yazılarında insanı alıp bilmediği ufuklara götürüyor, hayatın gizemi üzerine düşündürüyor. Okuyucusunda estetik bir duygu, bir coşku, bir hüzün ya da sevinç yaratıyor. Adapazarı üzerine yazıları ise başlı başına bir kaynaktır. Değeri ileride çok ama çok daha iyi anlaşılacak fikir ve edebiyat adamıdır.
  1. Hikmet Sevim ?Bazen manevi değerlerimizi bozuk para gibi harcayıp işimize gelen yerde kullanıyoruz diye düşünüyorum. Bana bu sözü söyleten Hikmet Sevim’dir. Sakarya’nın yetiştirdiği en iyi futbol adamlarının başında geliyor. Bunu sadece ben söylemiyorum, profesyonel futbol otoritelerinin değerlendirmesi de bu yönde. Ama şehir onun birikiminden layıkıyla yararlanmıyor. Hikmet Hoca işinin tezgahtarlığını yapmayan, kendi satma yoluna sapmayan, kasıntı nedir bilmeyen dimdik bir adamdır
  1. Şadi Tanış? Güzel adamdır. Güzelliği, yakışıklı oluşundan kaynaklanmıyor. İnsandır. Alçakgönüllüdür. Kahvede, köftecide, sokakta, meydanda, evinde dolaşır gibi rahattır. Zenginle, yoksulla, büyükle küçükle aynı şekilde konuşur. Kısaca halk adamıdır. Bildim bileli politikanın içindedir. Karşılık beklemeden politika yapmanın rahatlığı içindedir. Bir gün Şadi Tanış politika konuşmuyor derlerse, bilin ki dünyanın sonu gelmiştir. 

  1. Zeki Aydıntepe? Baş başa çok günlerimiz geçti. Ağabey-kardeş boyutundaki ilişkimizi bir yanda tutarak değerlendirme yapmak gerekirse, Zeki ağabey yürekli bir gazetecidir. İnançlarından, doğru bildiğinden zerrece taviz vermez. Bu anlamda sert bir kayadır. Yazı adamının kişiliği çok önemlidir. Düşünme biçimini yaşama biçimi belirlediğine göre o yana da bakmak lazım. Aydıntepe’ye bakınca insan sevgisiyle dolu bir yürek, merhamet, ahlak, inanç ve bu değerler için mücadeleyi görürsünüz.

rahmisak

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Rahmi Sak

Bu yazı toplam 2993 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim