Mustafa Armağan’ın 06 Mayıs 2006 tarihli Zaman Gazetesi’ndeki “Sultan Abdülaziz’in Doğu Türkistan’a Askerî Yardımı” adlı yazısından ve Doğu Türkistan dergilerinden ilham ve bilgi alarak, Çin katliamına mâruz kalan acılı karındaş Doğu Türkistan üstüne, dünyaya nizam verdiğimiz asırları hatırlayarak moral niyetine bir yüreknâme yazıp kalbimi Kaşgar’a,Urumçi’ye göndermek istedim.
Yıl 1873. Doğu Türkistan Çin zulmü altında inlemektedir. Güneşin doğduğu yerdeki, yani Doğunun son Müslüman milleti Uygurların lideri Yakup Han, yeğeni Hoca Töre’yi İstanbul’a nizam-ı âlemin padişahı Sultan Abdülaziz’e elçi olarak gönderir. Hoca Töre elinde bir mektupla huzura alınır. Mektupta, Yakup Han’ın, yeryüzündeki Müslümanların hâdim olan padişahın “engin kanatları altına sığınmaya geldiklerini, Çin istilası ile mücadele etmek için büyük hünkarımızın yardımına ihtiyacı olduğunu” belirten sözleri, Sultan Abdülaziz’in yüreğinin üstünden geçer. Dünyaya nizam veren âl-i Osman ceddinin İ’lâ-yı Kelimetullah dâvası kalbine düşer ve hüzünlenir. Güneşin doğduğu yerdeki uzak milletdaşımızın ülkesi Doğu Türkistan için askerî yardım hazırlıklarına başlanır.
Kaşgar Çin zulmü altında ezilirken hiç durur muydu Osmanlı? Dünyanın neresinde mazlum millet ve ümmetdaşımız varsa, Osmanlının eli ve yüreği oradadır.
Yakup Han’ın elçisi Doğu Türkistan’a askerî yardım yüklü bir Osmanlı gemisi ve teçhizatlı bir savaşçı takımı ile İstanbul’dan gönlü şâd, yüreği bileyli bir şekilde ayrılır. Hindistan’ın Bombay şehrinden sonra heyet, uzun bir kara yolculuğundan sonra Kaşgar’a varır. Türk heyetinin şehre varmasıyla şehirde sevincin göklere erdiği bir bayram havası başlar. Yakup Han, Osmanlı heyetini yüz pare top atışıyla selamlarken, Uygurlu karındaşlar Osmanlı heyetini gözyaşlarıyla karşılar.
Kafilenin komutanı Yüzbaşı Ali Kâzım, dağlarına ve bitek ovalarına bakarak Kaşgar’ın bir Anadolu şehrinden farklı olmadığını anlar. Doğu Türkistan’a gönderilen Türk bayrağı Kaşgar semalarında dalgalanmaya başlar. O günden itibaren Kaşgar câmilerindeki hutbeler yeryüzüne nizam veren, Müslümanların ve Türklerin hâdimi Osmanlı Padişah’ı adına okunmaya başlar. Yüzbaşı Ali Kâzım, Kaşgar’da Uygur gönüllülerinden katıldığı bir topçu taburu kurar. Kurduğu birliğe de Nizam-ı Cedid adını verir. Nizami savaşı ve top-tüfek kullanma, mermi imal etme tekniklerini öğretir. Bu durumdan Çinliler rahatsız olur ve ezici gücüyle Doğu Türkistan’a saldırmaya başlar.

























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.