Dönemin Fransızca yayımlanan gazetelerinden biri olan Journal de Constantinople’ın 14 Eylül 1848 tarihli baskısında kısa sürede kaba inşaatın bitmiş olduğu ve ikinci kat seviyesinde çalışmaların devam ettiği yazılmıştır. 1849 senesinde Avrupa’dan tahsilden dönen Sadrazam Bekir Paşa’nın nizamnameyi değiştirmesiyle mühendishane, topçu ve mimar yani istihkâm okuluna çevrilmiştir. Bu değişiklik için Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde korunan bazı belgelerde “hasbe’l-icab” teriminin kullanıldığını görüyoruz. Karar değişikliği, beraberinde planların değişimini de getirmiş; yeni planlarda tüm kanatlar birer kat yükselmekte, denize bakan kanat ise iki kat yükselmekteymiş. Bu değişimin yapının maliyetini de önemli ölçüde artırdığı haberi gazetelerde yerini almıştır.
Sultan Abdülaziz’in emriyle onarıldı
Kırım Savaşı (1853-56) sırasında Osmanlıların müttefiki Fransızların yaralıları burada tedavi edilmiştir. Savaştan sonra uzun süre boş kalan yapı, Sultan Abdülmecid’in vefatı (1861) üzerine tahta geçen Sultan Abdülaziz’in emriyle onarıma alınmış ve aynı yıl içinde tamamlanmıştır. Onarım kitabesi bugün hala Taşkışla’da korunmaktadır.
10 Temmuz 1894 depreminde hasar gören Taşkışla, onarımı R. d’Aronco tarafından gerçekleştirildikten sonra Balkan Savaşı’nda da yine hastane olarak kullanılır. 1909 yılına geldiğimizde, 31 Mart olayları sırasında isyancı askerlere kışla olarak barınak sağlamış ve uzun çarpışmalara sahne olmuştur. Öyle ki giriş bölümünde bazı kurşunların hala kolonların içinde saklı kalması adeta Taşkışla’nın tarihe canlı tanıklık etmesinin kanıtıdır.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.