Biri, kaçıp gittiği Batı’da Türkiye’yi şikâyet edebilmek ve bazı prestijli edebiyat ödüllerine uzanmak için “Ben aslında biseksüeldim, bunu söyleyemedim, Türkiye çok kötü biliyor musunuz?” diye cavcav eden bir FETÖ aparatı. Yani Elif Şafak.
Diğeri, halkını, Türk insanını aşağılamaktan aşırı zevk aldığını hiçbir zaman gizleme ihtiyacı duymamış, ulusalcı-Kamalist olmayanlar dışında bir insan topluluğuna en küçük saygısı olmayan Mine G. Kırıkkanat.
Bu ikisinin bazı ortak noktaları da yok değil laf aramızda. En büyük ortak noktaları ise Türkçeleri olağanüstü tıknaz, kurguları olağanüstü zayıf olmasına rağmen romancı olmaları.
Mine Kırıkkanat, Elif Shafak (böyle yazmayı tercih ediyor soyadını) hakkında bir intihal davası açıyor. Kırıkkanat’ın iddiası, Elif Şafak’ın Bit Palas isimli romanının kendi romanı Sinek Sarayı’ndan intihal olduğu yönünde.
Mahkeme Elif Şafak’ın romanında yüzde 5 oranında Sinek Sarayı’ndan intihal bulunduğuna hükmediyor. Yeri gelmişken ifade etmem gerekir ki mahkemenin gerekçeli kararı da, bilirkişilerin mahkemeye sunduğu “intihal gerekçeleri” de fevkalade sorunlu bence. İnşallah dava Yargıtay’dan döner de saçma sapan intihal davaları haberleri okumak zorunda kalmayız.
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/ismail-kilicarslan/pek-tuhaf-bir-intihal-hikayesi-4598510
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.