TDK’ya sorduğunuzda size “ahlâk”ın karşılığını şöyle veriyor: “Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları.”
Son derece eksik de olsa, bu tanım bu yazıda bana bir hareket alanı sağlayacak. “Eksik” dedim çünkü ahlâkın şartının toplumsallık olmadığı ortadadır. “Hareket alanı sağlayacak” dedim çünkü bugünkü sosyal çürüme yazımın meselesi temelde toplumsal ahlâk.
Yeni Türkiye’de karşımıza çıkan üç tür belirgin “toplumsal ahlâk yönelimi”nden söz edebiliriz. İlki dindar ahlâk, daha doğrusu din temelli ahlâk. İkincisi seküler ahlâk, daha doğrusu son dört asırda ortaya konulan Batı ahlâkı. Üçüncüsü ise bu iki türün etkileşimi ile elde edilen “geçişken ahlâk.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.