Halkbank ile yaşanan kredi sorunu veya kuruluş aşamasında tahsis edilen kamu arazisinin iptali gibi gerekçeler Şehir Üniversitesi’nin karşı karşıya kaldığı kapanma/kapatılma sürecini asla izah etmiyor. Meselenin teknik izahı önemli fakat bu ciheti ayrı bir tartışma konusudur. Çünkü sorun hiç de teknik ve mali bir anlaşmazlık gibi durmuyor. Siyasal ilişkiler, iktidar çekişmeleri, siyasal aktörlerin hesaplaşmaları için akademinin yüz akı bir kurumu seçmek hiç de makul ve faydalı gözükmüyor.
Sayıları 200’ü bulan ve kahir ekseriyeti yüksek kâr getiren ticari işletmeciliğe endekslenmiş plaza üniversitesinden bahsetmiyoruz. Akademik aklı ve ruhu olan, köklerini ve istikametini bildiğimiz Şehir Üniversitesi’ni eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetlerini sürdüremez noktaya getirmek ne siyasete itibar kazandırır ne de bilimsel çalışmalara cesaret verir. Spor kulüplerine, kasalarından beş kuruş çıkmaksızın, milyonlarca lira değerinde statlar ve tesisler yapıldığı bir dönemde hele hele kulüplerin vergi borçlarının tekrar tekrar yapılandırıldığı bir vasatta yaşanacak bu manzaranın bedeli siyasal, toplumsal ve ahlaki zeminde tahmin edilenden daha ağır olacaktır. Holiganizmi ve fanatizmi teşvik eden, her türlü lümpenliği kışkırtan ve milyonları aylaklaştıran futbol sektörüne devlet kasasından teşviklerin, desteklerin sel gibi aktığı bir vasattan bahsediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.