• İstanbul 15 °C
  • Ankara 17 °C

Tarık Ziya Gücüm: ​Ve Gazze çağırıyor bizi

Tarık Ziya Gücüm: ​Ve Gazze çağırıyor bizi
Gazze, yıllar evvel Aksanın bir şehla bakışına gönlünü kaptırdığı şehir. Kimseler bilmeden yerin altından yüreklere kan ve gözyaşı ile akan boz bulanık gizli nehir.

Gazze, vuslatın şehri, evvel ve ahir. Mescidi Aksa’dan kendini kendinden alan sihir. Bezm-i canda bizim payımız, bugün sende taksim edildi.

Rima’nın yanağına şehadet mührü, Meryem’e hicab, hicabı tutsak olmuş bir şehirdir Gazze. Kalu bela şafağında, ruhum dilim dilim kesilir. Her paresi bir sevda okunun ucunda. Döner dolaşır, üstüne ‘'Gazze'' diye yazılır.

Belki kaderin bir cilvesidir, kim bilir. Kadim Şehri görmek için, Okçular Tepesi’nde bekleyen zahir. Kendine zincirsiz bağlamakta pek mahir kutsal şehir.

Ah! Heyhat! Bekle Gazze, Cennette kollarını açmış dedesi Ebu Ziya’yı bekleyen Rimam, Bekle ki bir şeyler yazmak için, ‘'LAL'' olmuş dilimin çözülmesi gerek, sana dair. Lakin korkuyorum. Dur, Zeytin Dağı’ndan gelen Feryadlara Kubbet-üs Sahra dan Ya Rab! sesleri karışır, Meryem’in sarnıcına su yerine hüzün taşınır bugün.

Zira varlık içinde yokluk, yokluk içinde varlık. Büyük kahır desem, belki Yakup incinir.

Ey kadim Kudüs, ilk kıblem, ilk hüznüm, Gazze çağırıyor. Artık kabuğunu kırma zamanı, çıralar tutuştu, seher tutuştu, vaktidir bugün. Bir bahar günü, Zeytin Dağı’ndan Gazze ye çıkmanın, Zekeriya'nın namazgahında mırıldanıp, sonrada kol kol olup, Miracın son durağındaki Muallak taşının gölgesinde sıralanmanın günüdür bugün.

Bırak taş bilsin herkes seni, Kudüs ten Mekke ye, Mekke’den Gazze ye Hüzün ile bakar mı hiç taş? Ve bakarken zeytin dağından yine bu hüzün şehrine; baktığımızda, ufuklardaki şiirselliğimiz dile gelir hep.

Ey Gazze Cennet’ten coşarcasına püsküren taşlardan bina edilmiş şehir. Peygamber silsilesinin seccadeleri üzerinde kurulmuş kadim şehir. Bu hüzünlü taşlar, cennet dışında bir yerden gelmiş olamazdı. Hani ya, bazen cennet; ruhuyla bütünleştiğiniz yer olmalı diye geçiririz ya bir an içimizden.

Bu yüzdendir belki, hüzünlü şiirlere, uçsuz bucaksız gökyüzüne ve Meryem in gözyaşlarına, şahitlik etmiş taşlarla örülü bu şehre olan gözyaşımız.

Sonuçta, her ne kadar gerçek olmasa da, büyüklerimiz göbek bağımızı bile toprağa gömerlerdi ya, gömüldüğü yerde geleceğimizin şekillenmesi umuduyla. Göbek bağımızın değil, insanlığın gömüldüğü kadim şehir Gazze.

Bu haber toplam 209 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim