Türkiye, tüm değerleri ve imkanları ile Osmanlı mülkünün hisseli parsellerinden birisi ve en önemlisi gibi. Tarihi ve kültürel geçmişinden dolayı, Osmanlı tebası (vatandaşı) olan herkes, bu parselin ortak sahibi. Beylik'ten başlayıp İmparatorluk seviyesine ulaşıncaya kadar adım adım büyümüş; Sultan III. Murad döneminde, 19.902.000 kilometre karelik bir coğrafyaya sahip olmuşuz. Gittiğimiz yerlere huzur ve güven ihtiva eden bir kültürü ve medeniyeti götürmüş, olabildiğince adaletle hükmetmiş, "hakim devlet" despotizmini değil "hadim devlet" düzenini kurmuşuz. Farklı dilleri konuşan, farklı dinlere ve kavimlere mensup olan insanlar bir vatanın çadırı ve bir devletin direği etrafında birleşip bütünleşmişler; bugün dünyanın yeniden keşfetmeye çalıştığı "çoklu yaşama modeli" gelişmiş. Aynı kader çizgisi üzerinde, asırlar boyu birlikte yaşayıp iyice kaynaşmışız; aramızda güçlü akrabalık bağları oluşmuş. Zamanla tarihin seyri değişmiş; 19.087.422 kilometre karelik vatan toprağı ile milyonlarca kardeşimizi, akrabamızı, vatandaşımızı terk etmek zorunda kalmışız. Büyük okyanuslarda ihtişamla yüzen Osmanlı Gemisi, fırtınaya yakalanıp batma tehlikesi geçirmiş; 814.578 kilometre karelik küçük bir adada karaya oturtarak, kalanlarla yeni bir düzen kurmaya razı olacak hale gelmişiz. Denize dökülenlerin kimi kaybolmuş, kimi farklı sahillere çıkmış. Gittiği yahut kaldığı yerlerde dara düşen her kardeşimiz, ümit ve güven içinde bizden yana bakmış.
Zekeriya Erdim: Türkiye’de kim misafir, kim ev sahibi?
İmar mevzuatına göre, hisseli parsellerde, "çok ortaklı" mülkiyet hakkı vardır. Hissedarlardan bazıları bir yolunu bulup bina yapmış, bazıları da arsa halinde bırakmış olsalar bile; parselin her metrekaresine, her bir hissedar hissesi nisbetinde ortaktır.
Bu haber toplam 381 defa okunmuştur
- Yorumlar 0
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Mustafa Özcan: Bizi yaşatanlarHer yerde ve ilde 'bizi yaşatanlar' hikayesine rastlarsınız. Onlar olmadan hayatın dalları kurur. İkilimi çölleşir, kuraklaşır. Fedakar nesiller geleceğin köprüsünü kurarlar.
Sevil NURİYEVA İSMAYILOV: Sırada Gürcistan ve Moldova mı var?Rusya çevresindeki sorunlu çember projesinden her fırsatta yazılarımda bahsediyorum. Ukrayna başlangıç olarak gözükse de, bitiş olmayacağı açık.
- 18:00 - Safahat Okumaları Doç. Dr. Maksut Yiğitbaş ile Devam Ediyor
- 14:17 - Mustafa Özcan: Bizi yaşatanlar
- 14:15 - Erken Dönem Yahudi Tarihinde Ezra ve Reformları
- 14:13 - Mahallenin Mürebbiyesi
- 11:23 - Mahmut Bıyıklı: Dursun Ali Taşçı'nın duası
- 11:20 - Sevil NURİYEVA İSMAYILOV: Sırada Gürcistan ve Moldova mı var?
- 11:17 - Ergün Diler: Tek ses
- 11:15 - Hüseyin Öztürk: Şehirlerin Hafızası Devletlerin Hafızasıdır
- 11:13 - Özlem Coşan: Soysuzlar çetesi
- 11:10 - Güneri Cıvaoğlu: İsrail’e uyarı ve fal...
- 11:06 - Ersin Çelik: Bir rüzgâr bayrak bekliyor
- 11:01 - Altan Çetin: Medeniyetçi ölçü perspektifi yahut doğrunun güzel iyiliği
- 10:07 - TYB Erzurum Şubesinde kültür lezzetine devam
- 13:57 - Ahmet Tâlib Çelen: Benim mülâkâtım
- 13:43 - TYB’den Milli Egemenlik Ve Eğitim Konferansı
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.