Rahim Er: Bir şiire rast gelmek

Rahim Er: Bir şiire rast gelmek
Aşağıdaki şiiri, buraya alıp-almamayı çok düşündüm. Evvel zamanda şu “gündem” denen cadı kelime yoktu.
O günlerde hayatlar daha sakin, kalbler daha huzurlu, başlar daha dingindi. Şimdilerde gündem, yedi başlı bir dev gibi insanı alıp savuruyor.
“Gündem böylesine doluyken şiir mi okunur edebiyat mı konuşulur, kültürden, ilim ve irfandan mı söz edilir?” Böyle düşünenler olabilir ama unutmamalı ki onlar konuşulmadığı için gündem böylesine haşin ve zalim. Yürekler, merhamet ırmaklarına ırak kaldı. Artık “matbuat”, “basın” veya “basın-yayın” değil de Latinceden ithal “medya” denen radyo, gazete, televizyon ve diğerlerinde yazılan-konuşulan şunlardır:
-Politika, spor, ekonomi, magazin, polisiye haberler ve mafya entrikaları!
Peki hayat bunlardan mı ibaret?
Bizim, daha öncesinde olduğu gibi üniversite yıllarımızda bile sütun sahibi bir “fıkra muharriri” yani şu sevimsiz tabirle “köşe yazarı”, radyo ve TV’de konuşanlar, konferans verenler, yazı ve sohbetlerini beyitle, şiirle, kıssa ve menkıbelerle tadlandırır, çeşnilendirir ve söze ve üsluba lezzet katar ve insanı kendisiyle buluştururlardı.
Bugün edebiyat dergileri, büyük fedakârlıklarla çıkabilmektedir. Bir ülkede eğer bir futbol gazetesi iki yüz bin satarken bir edebiyat dergisi iki yüz tane satamıyorsa orada sadece dağda terör değil şehirde de fikrî kargaşa var demektir.
Bir televizyonun 24 saatlik yayınından kaç dakikası, gönle, ilme irfana dairdir? Dediğimiz gibi, politika, politik yorumlar, futbol, polisiye haberler, ekonomi ve mafya dizileri her saati kapatmıştır.
RTÜK, medya kuruluşları, televizyon ve gazete yönetimleri bu vahim yanlışlığı düzeltemezler mi? İstenirse niye olmasın? Hükûmet, bu mes’eleye niye sahip çıkmasın?
Kalbe ve beyne hitap eden programlar, reytingden muaf tutulmalıdır.
Sadece siyaset, yalnızca futbol, sabah akşam cinayet, çatık kaşlı mafya filmleri ve sonu gelmez para bahisleri... Bunlar bir tarafın hep kaybettiği haberlerdir. Bu haberler ve bunlara dair yorumlar dinleyende karamsarlığa ve sağlıksız düşünmeye yol açıyor.
İnsanın maddesinin ötesinde bir de manası yani ruhu ve kalbi vardır. İnsan, manevi dünyası sağlam olduğunda diridir.
Gazete ve televizyonların; onlardan da öte devletin şiiri, edebiyatı, tarihi, hukuku... kısacası edebi ve sosyal dalları hatırlaması lazım. Bu yavanlık, böyle devam ederse insan, âdeta “akıllı makina” hâline gelecektir. Robotlar, sözde akıllı insana dönüşürken insanın akıllı makina olması, hazin bir beşerî hikâyedir...
Nicedir dergilerde zevk alabildiğiniz, okuyup bir daha okuduğumuz şiirlere neredeyse tesadüf edemiyoruz. İltifat, iklim ve destek olmayınca şiir vadisinin billur ırmakları kurumaya yüz tuttu.
Son zamanlarda bir kültür dergisinde bir şairin şiirleri dikkatimizi çekiyor. “Şehir ve Kültür” adlı bu dergide mahlas mı kendi adı mı bilmiyoruz; Kamil Uğurlu isminde bir şairimizin şiirlerini zevkle okuyoruz. Şair, belli ki iltifat ve teşvik yaşlarını arkada bırakmış. Onun için değil, şiire istidatlı gençler ve bizlerin gönül güzelliğimiz için haftayı vahşi gündeme inat bir şiirle, duygunun ipeksi dokunuşlarıyla bitirelim istedik:
Bu haber toplam 459 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim