Aslında bu konu yasa konusu değil, ahlak sorunu. Elbette ortada bir vahşet varsa onun bir cezası da olacaktır. Bu da yasa ile değil, içtihad yolu, her olay için genel hukuk kuralları içinde değerlendirilebilir. Israrla, öteden beri söylediğim bir şey var: “Bitkilerin başına gelen, hayvanların da başına gelecektir. Hayvanların başına gelen, insanların da başına gelecektir”.
Bir ülkede ne kadar çok yasa varsa, özgürlükler o kadar azdır.
Bir ülkede ne kadar kapsamlı bir anayasa varsa, o ülkede hukuk o kadar sorunlu demektir.
Yasa ile tanımladığınız özgürlükler ve sınırlandırmalarda karar yetkisini politikacılara ve yargıçlara, uygulamaya ilişkin denetim, sınırlandırma ve cezalandırma düzenleme yetkisini bürokratlara verirsiniz. Onun için bazı şeyler “kayıtsız ve şartsız” olması gerekir. Bu alan, devletin, anayasa ve yasaların varlık ve meşruiyet temeli ile ilgili konulardır.
Bu hayvan hakları yasası radikalleri de ılımlıları da tatmin etmedi. Bu yasa ne CHP’lileri ne de AK Partilileri tatmin etmedi. AK Parti içinde birtakım AKP’liler (!) günübirlik, “mavi boncuk” politikası ile geniş halk kitlelerini peşlerine takacaklarını zannediyorlar, ama bu politika kabak tadı verdi ve geri tepiyor. Hele toplumda, daha doğrusu STK’lar ve basında, akademik çevrelerde tartışılmadan, kamu kurum ve kuruluşlarından bilgi almadan alelacele, “ben yaptım oldu” mantığı ile yasa yaparak bir yere varılamaz. Kokusu sonra çıkar.
Devamı:https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/abdurrahman-dilipak/hayvan-haklari-yasasi-ne-olacak-36398.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.