Kalemin kâğıt ile işi bittiğinde (tamamlanmış olan) eser, ilk nokta ile son nokta arasındaki noktalardan ibarettir'
Hasan Aycın, bu cümlelerle çizgi sanatını anlatırken adeta insanın doğumundan ölümüne varlık serüvenini de tefsir ediyor. Öyle ya insan ana rahminde bir nokta iken dünyaya geliyor; günler, aylar, yıllar birer nokta gibi geçiyor, nihayetinde geldiği yere, toprağın rahmine dönüyor.
Bize sayısızmış gibi gelen, ama kesinlikle sayılı olan günlerden (noktalardan) oluşan bir kompozisyondur ömür dediğin...
'Bu kompozisyonu hür irademizle (güya) biz çiziyoruz ama hiçbir zaman ilk noktadan son noktaya hesaplı gitmez işlerimiz... Bilgisayar kafasıyla şöyle yapacağım ve böyle sonuç alacağım diyemeyiz... İlk ve son nokta arasında vücut bulan eser kişiyi heyecanlandırıyorsa eğer, devreye hayranlık girer. Sanatçı 'hayran' kişi demektir, hayrettedir' diyor usta sanatçı...
'Bir sanatçı şaşırmıyorsa, hayret etmiyorsa yapamaz...'
Bu satırları yazdıran Hasan Aycın'ın çizgi serüvenini konu alan 'Çizgizar' adlı belgesel oldu.
Aycın'ın sanat hayatından, sanat anlayışından kesitler sunan belgeseli Sadık Battal hazırlamış. Belgeselde Hasan Aycın'ın konuşmaları üzerine, sanatçının eserleri yansıtılıyor. Yer yer çizgilerin arka planları hakkında açıklamalı bilgiler veriliyor, anekdotlar, hatıralar aktarılıyor.
Aycın, çizgi sanatında kendine has bir yol açan, açtığı bu yolda hem kendini, hem görenleri hayrete sürükleyen bir sanatçı. Oysa çizer olarak ne bir yetiştireni oldu, ne de bir resim öğretmeni... O sadece kendi ifade tarzını bulduğu yer olarak belledi noktalar evrenini.
Devamı: https://www.aksam.com.tr/yazarlar/bedir-acar/cizginin-piri-hasan-aycin/haber-1453077
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.