• İstanbul 22 °C
  • Ankara 24 °C

D. Mehmet Doğan: Yeni bir “Meal”e ihtiyaç var mı?-1

D. Mehmet Doğan: Yeni bir “Meal”e ihtiyaç var mı?-1
Meal kelimesi günümüzde “Kur’an-ı Kerîm tercümesi” yahut da “Kur'an-ı Kerîm'in türkçe anlamını ihtiva eden kitap” olarak anlaşılır. Esasında meal “mâna, mefhum, mazmun, kavram” demektir. “Öz, özet; maksat; sonuç, netice” anlamları da vardır.

Kur’an tercümelerine “meal” denilmesi, bu tercümelerin aslını tam olarak yansıtmadığı düşüncesinin bir sonucudur. Hiçbir tercüme aslını tam olarak yansıtamaz, hele Kur’an gibi ilahî bir mesajın tam mânasıyla tercümesi mümkün değildir. İlk zamanlarda Kur’an’ın tercüme edilmesi hususunda bazı kesimler o kadar ileri gitmiştir ki, “Türkçe Kur’an” denildiği dahi olmuştur. Bunun üzerine meşhur müfessirimiz Elmalılı Hamdi Yazır “Türkçe Kur’an mı olurmuş behey şaşkın” der.

Buna rağmen TDK’nın Türkçe Sözlüğü’nde meal kelimesi bugün yaygın olarak bilinen mânasıyla yer almamıştır. İlk baskıda (1945), meal “Diyem” olarak açıklanmış. Diyem Türkçeden Osmanlıcaya Karşılıklar Kılavuzu’nda “ifade” olarak karşılanmış. 1983’te yapılan 7. Baskıya kadar böyle gitmiş. 3. Baskıya kadar diyem madde başı olarak açıklanıyor, ondan sonra o da yok! Buna rağmen “diyem” karşılığı devam ediyor.

7. baskıda, meal kelimesinin “eskimiş” olduğu belirtilerek itibarı iade ediliyor: “1. Anlam, kavram, mefhum. 2. Ortaya çıkan şey, sonuç.”

TDK sözlüğü, halen “meal”in bugünkü yaygın olarak bilinen mânasına yer vermiyor! “Hasan Basri Çantay Meali yahut Diyanet Meali” dediğinizde, bu sözlük size yeterli açıklama sunamıyor! Oysa bugüne kadar ülkemizde yüzlerce meal yayınlanmış. Hatta bir aralar “mealcilik” diye bir akım ortaya çıkmış. Mealciler görüşlerini topluma kendilerine göre mukni delillerle kabul ettirmeye çalışmışlar. Elbette mealci, mealcilik de bu sözlükte yok.

Mealin stratejisi-stratejik meal!

Meal konusu Kur’an-ı Kerim’in türkçe anlamı sözkonusu oldukça hep gündeme gelecek. 16 haziran çarşamba günü, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu bir “çalıştay” tertipledi: “Meal yazım stratejisi: İhtilaflı alanlar ve çözüm önerileri.”

Her nasılsa bizi de davet ettiler; biz de memnuniyetle kabul ettik. Fakat bir zuhurat oldu, mazeretimizden ötürü fiilen katılamadık, toplantının koordinatörü Ömer Kara hocanın tasvibi ile yazılı bir metin göndererek görüşlerimizi ifade etmeye çalıştık.

Konunun geniş kitleleri ilgilendirdiğini düşünerek, birkaç yazı ile bu konudaki görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmanın doğru olacağını düşündük.

Satır’dan sadr’a!

Kur’an’ın orijinal dili dışındaki dillere çevrilmesi çok erken zamanlardan beri görülen bir uygulama. Türkçeye ilk tercümelerin farsça ile aynı zamanlarda yapıldığı anlaşılıyor. Tabiî bunlar “satır arası” denilen tarzda tercümeler. Yani Kur’an’ın kelimelerinin altına türkçe karşılıkları yazılarak yapılan bir çeviri tarzı. Bazı türkçe tefsirler varsa da, Kur’an’ın 20. Yüzyıla kadar türkçeye bu tarzın dışında tercümesi yapılmamış.

Neden? Çünkü buna ihtiyaç duyulmamış! Dinin Kur’an tercümesinden, mealinden öğrenilmesi yaklaşımı makul görülmemiş.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun böyle bir toplantı tertiplemesi konunun geniş bir zeminde değerlendirilmesi için bir fırsat olarak görülmelidir. Bu toplantıya sadece ilahiyatçıların davet edilmediğini, katılanların listesini bilmemekle beraber, kendime bakarak tahmin ediyorum. Bu bilhassa önemlidir. Çünkü bir meal, sadece din ilimleri ile ilgilenenlerin meselesi değildir, zaten mealler onlar için hazırlanmaz. Geniş kitleler için hazırlanan meallerin dili, ifadesi, üslubu bu yüzden de mühimdir. O yüzden işin içinde edebiyatçıların olması şarttır. Maalesef bugüne kadar konu bu zaviyeden düşünülmemiştir.

            Cumhuriyet’in meali!

“Meal”in 20. Yüzyıla kadar, hatta Cumhuriyet’e kadar gündemimizde olmadığını biliyoruz. Cumhuriyet’ten sonra Kur’an’ın tercümesi bir mesele olarak zihinleri meşgul etmeye başlamıştır. Bu gerçekten ihtiyaç olduğu için mi olmuştur, yoksa başka müessirlerden ötürü mü?

Kur’an tercümesi/meali konusu esas olarak dindarların veya islâmî ilimler ile iştigal edenlerin konusu olarak mı gündemimize girmiştir?

Dindarların elbette Kur’an’ı okuma ve anlama meselesi vardır. Fakat Kur’an-ı anlamanın tercüme veya meal üzerinden olması konusunda bir ısrarı, tavrı, yaklaşımı sözkonusu değildir. Kur’an’ı okumak ve ezberlemek asırlardır sistemleştirilmiştir. Fakat Kur’an’ı tercüme veya meal üzerinden okuma ve anlama konusu böyle bir muhtevada ele alınmamıştır. Buna karşılık, Kur’an ilimlerinin medreselerde okutulduğunu, tefsirinin bu ilimler arasında yer aldığını dikkate almamız gerekiyor. Tefsir ciddi bir meseledir, ilim gerektirir. Mealde ise böyle bir ölçü sözkonusu olmamıştır.

Cumhuriyet döneminde tefsir yazma işini üstlenen Elmalılı Hamdi Yazır’ın birkaç cümlesi tefsir kavramı hakkında bir kanaat uyandırabilir:

Tefsir fesrin mübalağası, yani kuvvetlisidir ki iyice keşf ve izhar ile izah eylemek demek olur.

Ekseriya tefsir ile tevil müradif gibi kullanılır.

Şunu da ihtar eyleyelim ki, Kur’an tefsirinde birinci esas yine kendisidir. “Kur’an’ı reyi ile tefsir eden kâfir olur” hadis-i şerifi de bunu nâtıkdır.

Tercüme, meal “kısa, basit tefsir” addedilebilir mi? Eğer öyle sayarsak, tefsir ilminin prensipleri ile mealleri değerlendirmek mümkün olabilir.

Tefsir Arapça dahil bütün diller için sözkonusu olduğu halde, tercüme Arapça dışındaki dillerin konusudur.

Tercüme bir metnin aslının başka bir dilde tarifinden öteye geçmez. Aktarılan dildeki metin ne kadar aslına sâdık olabilir? Bu Kur’an gibi ilahî bir metin için değil, herhangi bir eser için dahi sözkonusudur.

Bu haber toplam 1043 defa okunmuştur
  • Yorumlar 1
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim