• İstanbul 15 °C
  • Ankara 20 °C

Elde atom var ise bizde de 'öğecik' var

C.Yakup ŞİMŞEK
İşte size "kedicik" gibi sevimli öz Türkçe bir söz...
Kedicik gibi; fakat "atom"a bile kafa tutmuş.
Yaa, gördüğünüz gibi, bizim de bir "atom"umuz varmış.
Allah nazarlardan saklasın, adı da öğecik...
Var da kim biliyor ki!
Bakın, TDK uğraşmış, yapıp çatmış ve elin "atom"una karşılık "öğecik"i îmâl etmiş.
Bunu benden duyanlardan müjdemi isterim, arkadaş!
Hele öz Türkçecilerden...
***
Sevinciniz kursağınızda kalmasın ama şu "atom"u biraz kurcaladığınızda işin rengi değişiyor.
Bugün "atom" dediğimiz nesneye Türkçede 1940'lara kadar "cüz-i ferd" diyormuşuz.
Sonra TDK el atmış bu meseleye.
"Ey ahâlî!" demiş. "Duyduk duymadık demeyin: Bundan böyle 'cüz-i ferd' sözü ağza alınmaya, onun yerine 'atom' denile!"
"Cüz-i ferd" yabancı, âmennâ...
Peki, bu yabancı tâbirin Türkçesi neymiş?
Türkçesi "atom"muş, TDK diyor.
Aynen öyle: 1940'ların TDK zihniyetine göre "atom" kelimesi "cüz-i ferd" tâbirinin Türkçesi imiş (bk. TDK, Türkçe Terimler Cep Kılavuzu, 1941, s. 9, 183, 345; TDK, Felsefe ve Gramer Terimleri, 1942, s. 17, 112, 190).
Ben, Türkçenin işte bu hâline "Öro-Türkçe" diyorum.
Koca koca dilciler, prof.lar isim vermekten kaçındığı için bu işin isim babası ben oldum...  
***
Bu zihniyetin 1970'lere kadar devâm ettiği anlaşılıyor.
Nitekim 1963'ün "Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu"nda da "cüz-i ferd" sözünün Türkçesi "atom" olarak verilmiştir.
Aynı kitapta "atom"un yanı sıra "atomağırlığı, atomal, atomik, atomçekirdeği, atomenerjisi, bağıl atomağırlığı, atometkinliği, atomgram, atom grubu, atomik ağırlık, atomsayısı" tâbirleri de -bu imlâlarla- "Türkçe" karşılıklar olarak yer almaktadır (bk. s. 24, 28).
TDK'nın 1969 baskılı "Türkçe Sözlük"ünde "atom" kelimesinin Yunanca olduğu kaydedilmiş; ama Türkçe karşılığı yine verilmemiş.  
***
Yukarıda da temâs edildiği gibi, TDK ve devletimiz "cüz-i ferd" sözünü yabancı, "atom"u ise yerli bir kelime sayıp benimsediklerini bu tavırlarıyla açıkça göstermişlerdir.
Ne kadar "açıkça" göstermişlerdir?
Tutumlarıyla, tercihleriyle...
Ama şunu "açıkça" söylemediler:
"Ey millet, biz sana 'Öz Türkçe' diye bir şeyler sunduk; ama aslında sana yutturduğumuz hapın yarısı 'Öro-Türkçe' idi."
Böyle diyecekleri günü bekliyorum.
O îtiraf gelmezse ben de yapacağımı biliyorum.
"Öro-Türkçe" karelerini çekip çekip ifşâ edeceğim.
***
Ey öz Türkçeciler, hoşunuza gittiyse bu biricik "öğecik" de sizin olsun.
Ben sizin yerinizde olsam gecikmeden bir "Öğecik Çağı" başlatırım.
Hadi, bize "öğecik bombası" gibi haberler verin.
"TAEK"in adının değiştirilip "TÖEK (Türkiye Öğecik Enerjisi Kurumu)" yapılması için derhâl teşebbüse geçin.
("Enerji"yi de değiştirip "erke" yapsanız bile "TÖEK"e halel gelmez.) "Öğecik enerjisi"ni daha çabuk buluruz, Japonların bile gıptayla baktığı bir ülke oluruz belki...
Peki, Türk mutfağı "öğecik"ten mahrum kalır mı, Allah'tan revâ mı?
Neler yapılır neler...
Meselâ içi dolu enfes "öğecik kurâbiyesi" gibi farklı lezzetler...
Bostanlara "öğecik marulu" ekmeyi de sakın ihmâl etmeyin.
 
Böylece, Türkiye de Türkçe de kurtulsun...
"Öğecik"lerin gücü adına...
 
Bu yazı toplam 639 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim