• İstanbul 23 °C
  • Ankara 28 °C

O Meşhur ‘İlbay’ Şimdi Yalova Kaymakamı

C.Yakup ŞİMŞEK

TDK'nın zikzak ve tezatlarla dolu yürüyüşünden bir fotoğraf:

1935'te kendi eliyle ve kendi laboratuvarında îmâl ettiği "ilbay-ilçebay" kelimelerine bugün yine kendisi "eskimiş" diyor.  

Kimse "Demek ki halkımız bu kelimeleri tutmamış, TDK ne yapsın!" ezberini tekrarlayıp da kendini ve çevresindekileri kandırmasın.
***
1935 yılında TDK tarafından “vâli-kaymakam” yerine yapılıp çatılarak oturtulan "ilbay-ilçebay" kelimeleri o târihten îtibâren yalnızca birkaç sene resmî metinlerde saltanat sürdü. (Görüp göreceği rahmet buydu.)
Hattâ aynı kelimelerin 1935 – 1936 târihli gazetelerde geçtiğini okuyoruz.
Meselâ Adana’da çıkan “Türk Sözü” gazetesinin 10 Kânûnusânî 1936 târihli nüshasından bir haber metni:
İlbay, emniyet direktörlüğüne ve jandarma kumandanlığına odun ve kömürün Hanlarda satılmasına meydan verilmemesini ve mutavassıtların mahkemeye tevdi olunmasını emretti.”
(Haberde dikkat çeken bir şey daha var: TDK ve devlet o yıllarda “müdür” yerine de “direktör” kelimesini “Türkçe” sayıp tercih ediyordu: emniyet direktörü.)
*** 

Demem o ki “ilbay-ilçebay” kelimeleri resmî metinlerde kullanılmaya devâm etseydi bugün kimse o sözleri tuhaf bulmayacak, herkes anlayacak, aksine “vâli, kaymakam” gibi kelimeleri de yeni nesil anlamayacaktı. TDK lügati de “eskimiş” yaftasını bugün “ilbay-ilçebay” kelimelerine değil, “vâli-kaymakam” sözlerine vuracaktı.
(Dilci, akademisyen ve etimolog geçinenler de makaale üstüne makaale yazacak, “ilbay-ilçebay” kelimelerinin ne kadar öz Türkçe (!) olduğunu isbatlamak için bin dereden su getireceklerdi. Her darbeye olduğu gibi, “Dil Darbesi”ne de alkış ağası lâzım elbette.)   
Sözün özü: Hiç kimse tarafından bilinmeyen herhangi bir kelimeyi devlet isterse meşhur edip resmî ve sivil literatürde yayar, dilin öz malı sayar. İstemediğini de resmî metinlerden kaldırıp bir iki nesil sonra tamâmen unutturur.
***
Türkiye’de bu resmî tercihin daha da keyfî olanlarına örnek vermek gerekse “ilbay-ilçebay” kelimelerini gösterebiliriz. Önce resmen kabul edip metinlere geçiriyorlar, devletin levhalarına yazıp yükseltiyorlar; sonra -açıklanmayan birtakım sebeplerle- birdenbire vazgeçip eskisine dönüyorlar.
Bâzen de üçüncü bir yolu tercih edip daha başka kelimeleri uygun görüyorlar ve öne sürüyorlar. Dil dediğin şey -tıpkı ahâlî gibi- onların kuludur nasıl olsa, değil mi?..        

*** 

TDK, gıcırı bükme binlerce kelime uydurdu; çünkü buna mecburdu.  

(1960'lı 1970'li yıllarda belki o baskı kalkmış ve TDK artık bunu kendi irâdesiyle yapmış olabilir, bilmiyorum.)  

Gelgelelim, onun uydurduklarını kabûl edip etmemek, kaanunlar ve resmî metinler yoluyla yayıp yaymamak milletin değil, devletin vereceği karâra bağlıydı.  

1945'te bir kaanun çıkarılıp "teşrînievvel, teşrînisânî, kânûnuevvel, kânûnusânî" aylarının isimleri sırasıyla "ekim, kasım, aralık, ocak" yapılmasaydı hepiniz önceki isimleri kullanıyor olacaktınız, değil mi?  

***  

İsmet İnönü, TBMM'nin adını değiştirip "kamutay" yapmaya karar vermişti. Son anda, birtakım sebeplerle bu sevdâdan vazgeçti.  

Eğer vazgeçmeseydi, yâni "TBMM" levhasını indirtip yerine "KAMUTAY" tabelasını astırmış olsaydı bugün meclisimize herkes "kamutay" diyecekti.  

Nitekim "Danıştay, Yargıtay, Sayıştay" vs. böyle tut[tur]uldu.  

Şimdi "kamutay" kelimesinin kullanılmayışı veyâ "Danıştay, Yargıtay, Sayıştay"ın kullanılması milletin tercîhine göre mi oldu?  

Devlet “mektep” levhasını indirip yerine “okul” tabelasını asmasaydı herkes bugün “mektep” diyecekti, kimse de çıkıp bunu yadırgamayacaktı. 
Fransızca “lise-enstitü-fakülte-akademi-üniversite” gibi yüzlerce kelimeye devlet sâhip çıkınca bunlara öz Türkçeciler (?) de ses çıkarmıyorlar. 
70 - 80 yıldır bitmeyen "tutan kelime / tutmayan kelime" tasnîfinin hiçbir ilmî temeli yoktur...  

Fakat ilim adına maval okuyan çoktur.  

*** 

"İlbay-ilçebay" kelimelerinin saltanatı da birkaç yıllık resmî kabulden ibâretti.  

Öz Türkçeciler samîmîlerse -içlerinde samîmî olanlar da var ama yüzde biri geçmez- "ilbay-ilçebay" kelimelerini kullansınlar.  

Ha, bu kelimeler Türkçe bakımından özürlü mü? O hâlde özürlü olmayan yeni kelimeler yapıp onları kullansınlar...  

Çünkü dillerinden "vâli-kaymakam" düşmüyor.
***
Devlet “ilbay”lara sâhip çıkmadı
Devletin sâhip çıkmadığına kim sâhip çıksın?
“Öz Türkçeciler” mi dediniz?
Yapmayın, etmeyin, acıyın!  
Onlar Yalova kaymakamı...

Bu yazı toplam 613 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim