1970 senesinde bu oran yüzde 48,5 idi.
1990’da yüzde 41,8.
Düştü, düşüyor ve düşmeye devam edecek gibi.
Avrupa Birliği üyesi ülkelerin çocuk nüfusu ortalaması (yüzde 18) ile kıyaslandığında yüzde 26,5 iyi gözükse de alarm zillerini duymazdan gelmemeli ve “genç nüfusumuz”la övünebildiğimiz günlerin tarihe karışmak üzere olduğu gerçeğiyle yüzleşmeliyiz.
Konunun uzmanları, böyle giderse çocuk nüfusumuzun 2025’te yüzde 25,6’ya, 2080’de yüzde 19’a düşeceğini söylüyor.
2013’te 30,4 olan “ortanca yaş” 2023’te 34 oldu.
Toplumca yaşlanıyoruz ve yaşlanmamız gittikçe hızlanıyor.
Yaşlı (65 yaş ve üzeri) nüfusumuzun oranı 1950’de yüzde 3,3 iken 1970’te yüzde 4,4’e çıkmış; 20 senede sadece 1,1 puan artmış.
2000’de yüzde 5,7’ye ulaşmış; 30 senede sadece 1,3 puan artmış.
2000’den sonra ise bu artışlardan fazlası 10 senede bir kaydedilir oldu.
2010’da 1,5 puanlık artışla yüzde 7,2’yi buldu yaşlı nüfus.
2020’de 2,3 puanlık artışla yüzde 9,5’e yükseldi.
Ve 2023: Yaşlı nüfus oranı yüzde 10,2’ye çıkarak ilk defa çift haneyi gördü.
Devamı: https://www.karar.com/yazarlar/hakan-albayrak/nufusumuz-erimeye-yuz-tutarken-1598969
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.