Sanırım bu soruya aklı eren herkes, iyilerden ve iyiliklerden yana olunması gerektiğini söyleyecektir. Çünkü hak birdir batıl çoktur.
Yerel seçimler sebebiyle siyaset tüm çepelliği (kirli-bulaşık) ile sürüyor. Siyaset öyle çepel hale gelmiş ki, hak ve hakikatten yana olduklarını iddia edenler, şer deryasında yüzen şerlilere yanaşıyor da haktan yana olanlara şer gözle bakıyorlar. Ahir zaman bu demek ki!
Siyasette kin ve öfke merkezli öyle ittifaklar planlanıyor ki, meyhaneden yana olanlar ile camiden yana olanlar, siyaset adına ittifak edebilmekte ve “Esas hak biziz” diyebilmekteler. Tövbe Yarabbi!
Erenler buyurur ki:
“Bir Müslüman bütün amellerinde dünya ve ahiret dengesini gözetmekle yükümlüdür”. Peki, bu dengenin içerisinde din karşıtlarıyla ittifak ne ola ki? Geçelim.
Siyasetin başlıca beslenme kaynaklarından birisi nifak tohumu ekmek, nifak neticesinde kin ve öfke doğurmaktır.
Kin ve öfke, nefsin istediği ve asla bırakmadığı sınırsız kaynaktır, durmadan akar ve ne bend koyar ne engel tanır.
Ele geçirdiği her nefsi, okyanusu taşıracak öfke, bencillik ve inatla doldurur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.