Normal zamanlarda petrol ve doğalgaz gibi enerji ürünleri için yılda ortalama 40 ile 50 milyar dolar arası dışarıya para ödeyen Türkiye için bu maliyet bu yıl inanılmaz derecede arttı.
2022’nin ilk 7 ayında bu maliyet 75 milyar dolara çıktı.
Yıl sonunda 100 milyar doları bulması ihtimal dahilinde.
Bu ne demek?
Şu demek:
Sadece bu yıl, petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki sert tırmanış nedeniyle, enerji ithal ettiğimiz ülkelere, artı 50 milyar dolar (Yaklaşık 900 milyar lira) fazladan para ödeyeceğiz.
Türkiye, 250 milyar dolar seviyelerine ulaşan güçlü ihracat performansıyla enerji hariç cari fazla verecek duruma geldi.
Ancak, yukarıdaki veriler, enerjide ithalata olan bağlılığınızın sürmesi halinde, cari açık sorununu köklü şekilde çözmenizin mümkün olmadığına işaret ediyor.
Önceki gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle dualarla ilk görev sahasına gönderilen Abdülhamit Han Sondaj Gemisi’nin tıpkı diğer sondaj gemilerimiz gibi, (Fatih, Kanuni, Yavuz) ne kadar önemli bir misyona sahip olduğuna buradan bakılarak karar verilebilir.
GÖREV İÇİN BAŞLANGIÇ YERİ OLARAK, AVRUPA BİRLİĞİ’NİN DE, YUNANİSTAN’DA SESİNİ ÇIKARAMAYACAĞI BİR BÖLGE SEÇİLDİ
Abdülhamid Han Sondaj Gemisi’nin ilk görev yeri Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklayana kadar gizli tutulmuştu.
Geminin nereye gideceği sorusu, bizdekindten daha fazla Yunan medyasında merak ve tedirginlik konusu oldu.
Acaba 2020 yazında yaşadığımıza benzer bir Doğu Akdeniz krizi patlak verir mi korkusu eşliğinde yapıldı bu haberler.
Ancak, ilk sondaj çalışması olarak belirlenen bölge, (Antalya'nın en doğusundaki ilçesi Gazipaşa'nın 55 kilometre açıkları) Türkiye’nin gayet rasyonel bir kararla, önceliği, üzerinde herhangi bir tartışma olmayan bir bölgeye verdiğine işaret ediyor.
Bir başka deyişle, Abdülhamid Han Gemisi’nin demir attığı bölge, Yunanistan’ın yahut Kıbrıs Rum Kesimi’nin hak iddia ettiği bir bölge değil.
Bu böyle diye bu kararla, Ankara’nın Mavi Vatan’la ilgili haklarından vazgeçtiği şeklinde bir yorum da yapılamaz tabi.
Nitekim, uğurlama töreninde Erdoğan’ın yaptığı “Burası, Doğu Akdeniz’deki kapsamlı iş planımızın ilk adımıdır. Akdeniz’de yaptığımız arama ve sondaj çalışmaları kendi egemenlik alanlarımızdadır. Bunun için kimseden izin veya icazet almaya ihtiyacımız yok” şeklindeki açıklamalarını böyle bir bağlamda değerlendirmek mümkün.
Şu anlaşılıyor:
Belli ki, kısa vadede Batı ile yeni bir gerilim ve kriz sürecine girmek yerine, kimsenin gürültü çıkaramayacağı yerlerdeki rezerv arayışlarına öncelik verilmesine karar verilmiş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.